10 Aralık 2016 Cumartesi

Temizlik zamanı!!

Ay resmen sinirim geçmiyor. Kedimi yetersiz hissetme depresyonunu yansıtarak agresifliğe geçtim, bu sefer de her şeye saldırasım var. En iyisi aylardır dokunmadığım evime bir gireyim de bitsin bu enerji :) Üzerinde iki bira patlatırım olur biter..

O değil de, insanların bana kendimi suçlu hissettirebilmesini ne zaman ve nasıl engelleyeceğim bilmiyorum. Beni delirtiyorlar, sonra da tepki verince "tribin ne zaman geçecek?". Buna da hem sinirleniyorum, hem de kötü bi şey yapmışım gibi üzülüyorum. "Lan, bende mi sorun var? Abartıyor muyum? Aşırı mı tepki veriyorum?" Geçen bi arkadaşla konuşurken kadınlar olarak içimizdeki kezbanla dışımızdaki güçlü kadının sürekli çatıştığına karar vermiştik - o mevzu işte. Aslında basit olması lazım - sen beni istemezsen (nedenleri çok da önemli değil bence) ben de uzaklaştırırım kendimi. Bunda triplik ya da kezbanlık bi durum yok ki! Sonuçta sığındığımız o güçlü kadın da aynı tepkiyi vermez mi?

Haaa unutmadan, dün akşam o "emeklerimin boşuna sayıldığı" işyerinden destek teklifi aldım. Gerçi bu sefer saatlik ücretimi verip anlaşma yapacaklarmış (lütfettiler!) ama yine de istemiyorum. Bi yerden, birinden, bi şeyden soğuyunca gidiyor aga. Bu teklif beni rahatlatmak yerine daha da sinirlendirdi tabi o ayrı..

Diğer konulara da girmek isterdim ama girmicem. Kahve - sigara - temizlik.

Offff...

Çok mutsuzum lan

7 Aralık 2016 Çarşamba

Yet-er-siz!

Bi süredir kendimi çok kötü hissediyorum beybiler. Son iki günde zirve yaptığı doğrudur ama öncesi de var aslında düşününce.

Bi saat önce uyumam lazım diye yatağa girdim - geberiyorum yorgunluktan. Yarım saat mal mal ağladıktan sonra "kaldır poponu da yaz rahatla" bari dedim kendime ve aylar sonra yazmaya karar verdim.

Özet geçmek gerekirse.. Kendimi yetersiz hissediyorum - hem de her konuda!

İlk patlayan iş oldu sanırım. Eski işyerime dördüncü kez girdim (onlar çağırıyor valla); şu an canıma okunuyor. O kadar çok farklı bölümde çalıştım durdum ki her boku biliyorum ve bu çok kötü bi şey. Madem her şeyi biliyorsun, o zaman neden her şeyi sen temizlemiyorsun mantığında üzerime kilitlenen işin haddi hesabı yok. En son bugün patladım, direktörüme "panpacım bunlar yetişmez" derken buldum kendimi. Peki nooldu? "Yetişir; yetişecek!" E yetişmiyor!! Bi ara dellenip "aga bu işi benden hızlı yapıp bitirecek adam buluyorlarsa getirsinler beraber sikelim" dediğimi hatırlıyorum - o kadar çığrımdan çıktım. Sonra düşündüm; bu kadar yoğun tempoda çalışıp bi yere varamamak bana kendimi acayip yetersiz hissettiriyor.

Dur dur daha öncesi de var. Geçici olarak bi yere girmiştim. Teoride hemen olup bitecek bir işti ama pratikte o kadar karmaşa çıktı ki iki ayda bitiremedik. Adamlar her akşam - abartmıyorum her akşam - "ne durumdayız" diye sordukça ben yerin dibine girdim. Lan bitmiyor bitmiyor, bitmiyor ama neden? Buna verilecek somut cevabım olmayınca küt diye kalıyorsun. Bu sefer "acaba ben aptal mıyım, ben mi beceremiyorum" diye düşünmeye başlıyorum.. Haa burasıyla ilgili bi bomba da maaşta patladı tabi. İki hafta full çalışıp iş değiştirdim ama akşamları burada çalışmaya devam ettim iki hafta daha. Sonuç? O akşamları gittiğim işten sayılmadı ve ben karşılığını almadım. Normalde tanıdığım insanlar, yardım ederdim zaten falan falan da maddi açıdan patlamış olunca çok koydu be canlar! Resmen sen bi bok yapamadım, iki hafta da kendi beceriksizliğinden geldin muamelesi yedim mınako...

Maddi açı deyince. Bu konuda fena yetersizim aslında. Boşandıktan sonra tek başıma ev geçindirme gazına geldim - sonuçta eşek kadar kadınım ve kendime yetebilirim değil mi? O işler öyle olmuyor beybi. Arada işsizlik, eksik ödeme vs de var ama işin doğrusu şu an önümüzdeki ay için önümü göremiyorum. Lan benim kredi kartım, kredim vs yok - nasıl bu kadar parasız kalıyorum? Geçen ay ilk defa üç faturamı ödeyemedim - o kadar koydu ki.. Daha da boktan olanı ben bu konularda hayatta konuşmam. Cebimde ekmek alacak param olmadığında ekmeğin küfünü kesip yedim ama kimseye param yok diyemedim. E nooldu? Paso içime atıp atıp kendimi yiyorum. 32 yaşındayım ve kendimi geçindirme konusunda yetersizim.

Bi de tabi karıncamı satmak zorunda olma durumum var. Karınca benim ikinci arabam; büyük hevesle içime sinerek sıfır aldım. Araba kullanmayı sevmiyorum (5 yaşında 17.000 km diyeyim anlayın) ama karıncaya bağlanmıştım işte. Lazım olduğunda kenardaydı, zora düşersem güvenceydi vs vs.. Ama bu sene vergilerini, sigortalarını falan ödeyemeyeceğim için elden çıkartmak zorundayım. Bizim ailede hep üst modele geçmek için satılırdı arabalar; çocukluktan öyle öğrendik. Bu sefer yetersizlikten satmak zorunda olmam ayrı bir koyuyor bana. Bi de 8-9 senedir arabalı özgür kadın imajımı da kaybedecek olmam.. (Evet, bi kadının arabası olması annemin bana aşıladığı güç göstergelerinden biriydi)

Bak para diyince aklıma başka bi şey daha geldi. Annemlerin durumu da çok boktan ama şu an kirada evimiz var (kardeşim ve ben de kirada oturuyoruz; uzun hikaye..) Neyse efem. Kardeşim yazın evlendi. Geçen aylarda annemle konuşurken biz o evi kiraya verdik, kirasını kardeşin alıyor dedi. Haaa iyiymiş dedim üstünde durmadım. Fakat son hafta gelişen bazı ailevi saçmalıklardan sonra aklıma takıldı - lan ben sizin çocuğunuz değil miyim? Bu kararı kim verdi? Neden kimse beni düşünmedi? Evlat olarak da mı yetersizim lan? Yoksa - daha da boktanı - bekar olduğum için mi dışlanıyorum? Hoş; siktiğimin ülkesinde evli değilsen eksiksin zaten (!)

Konu konuyu açıyor ya, evlilik.. Boşanmamda ben suçlu değilim aslında sonuç aşamasına bakınca. Ama yine kendimi yetersiz hissetmekten kurtulamıyorum. Geçen gün sevgilim boşanmış bi hatun için "ilişkiyi yürütmeyi becerememiş işte, övünülecek bi şey yok bunda" dedi (çok öküz oluyor bazen evet); düşündüm.. Ben de ilişki yürütmeyi beceremeyen insanlardanım demek. "Kim bilir nerde neyi beceremedim" düşüncesi geliyor mesela ara ara. "Ne eksiğim vardı? Neden beceriksiz bi hatun oldum? Olaylara bu noktaya nasıl getirdim?"..

Başka bir evlilik noktası. Bu saatten sonra evlenmeyi düşünmüyorum. Kurum olarak inanmıyor olmamın yanında gerçekten kimlik, kart vs değiştirmekle uğraşamam bi daha. hatta sevgilime "sakın bana evlenelim deme" diye ültimatom vermişliğim var. Manyak noktaya gelelim mi? Adam benimle evlenmek istemiyor diye kendimi eksik hissediyorum :) Bunu mantıklı birine anlatmam zor; hormonlarının kölesi olan kadınlar beni daha rahat anlayacaktır. Düşününce o da evliliğe inanmıyor ve istemiyor. Ammma yine de neden beni istemiyor?? Kendimi hayat geçirilmek istenen bi kadın olarak yetersiz hissediyorum. Daha da hastalıklı olan adam "evlenelim" dese doğrudan hayır çekip koşarak uzaklaşırım. Ama ego mudur ne boktur bilmiyorum saçma ruh hallerine sokuyor beni işte. Sanırım özeti şu: ben benimle evlenmek isteyecek ama evlenmeyecek birini arıyorum - evek.

Benzer olarak beraber yaşa(ma)ma mevzusu var bi de. Geçen hafta muhabbeti geçti; korkuyorum dedim. Evet, sevgilimi sürekli yanımda istiyorum ama yine de sanki evlilikmiş gibi geliyor ya, korkuyorum. Oturdum bi hafta düşündüm. O bi haftada 3-4 defa görüştük; konu odadaki fil gibi beele duruyor (en azından ben öyle düşünüyordum, meğerse benimki söylemiş ve kafasından atmış) Neyse azizim. Ben düşündüm, tarttım, kendimi gaza getirdim "korkarak yaşayamazsın" diye.. İki gün önce cesaretimi toplayıp konuyu açtım ve o da ne - bizimki vazgeçmiş! "Mantıksız değil ama çok da gerekli değil"e döndü mü konu? Sinirlendim mi? Hayır - üzüldüm. Benim kafam her zaman en kötüye çalışıyor ya, "haa dedim bu düşündü, benim yetersiz olduğuma karar verdi". Tamam, kabul ediyorum, belki farklı bir şey vardır, hatta belki mantıklı hiçbir şey yoktur. Ama bana öyle yansımıyor işte aga. Ben eksik, ben noksan..

Ben beceriksiz bi de. Lan dünyanın kilosunu verdim, sonra öküz gibi yiyerek neredeyse hepsini aldım. Her gün sağlıklı beslenmeye başlayacağım diyorum, sonra kendimi burger king'de buluyorum. Resmen irade konusunda o kadar yetersizim o kadar yetersizim ki bu kadar olur! Giyecek bi şeyim olmadığı için (geçen kış giydiklerim şu an götümden yukarı çıkmıyor) her sabah ayrı bir depresyona giriyorum; sonra oturup çikolata yiyorum. Allah belamı verse de kurtulsam lan! Sadece göt göbek değil bu bak.. Yaş oldu 32; cilde bakmanın zamanı geldi geçti.. Gaza gelip bi dünya kremler vitaminler alıyorum zaman zaman. En fazla 1 hafta yaa bi hafta. Sonra puf. Bu akşam dünya para verip aldığım gözaltı kremimin daha yarısına gelmeden bozulduğunu görüp attım ya, bi daha küfrettim kendime.

Bak bi de okul var görmezden geldiğim. Üç sene önce çalışmadan hayvan gibi puan alıp istediğim üniversiteyi kazandım. Görsen ama götüm nasıl havada :) Sonra kayıt mayıt, arada sınava gitmeler falan derken bi senedir kaydımı yeniletmiyorum. Haa nooluyor? Bu yaşa gelip hayvan gibi iş becerisine sahip olmama rağmen diplomacığım olmadığı için bi yere varamıyorum. Şu anki işime söyleniyorum ediyorum ama onlar olmasa resmen sokakta kalacaktım (sakın söylemeyin ki forsum kaybolmasın). Millet cv'mi bakacak kadar bile ciddiye almıyor. Teoride zeki olmam gerekiyor ya, pratikte sürünüyorum resmen. Hoş, diploma olsa da bi bok olmazdım çünkü o kadar çok işe girdim çıktım ki belirli bi uzmanlığım yok. Mevcut işimde yetersiz olduğum yetmediği gibi bi de yeni başlangıçlar konusunda da sıfırım. Elde var sıfır böyle bi şey.

Birazdan yatak odasına geçicem uyuma niyetiyle. Sanırım yalnızlık bana göre değil canlar. Yalnızken korkup uyuyamıyorum. Hırsızdan korkuyorum desem alarm var, cinden periden korkuyorum desem inanmıyorum zaten. Ama o yatağa geçince bi korku çöküveriyor.. Koridorun ışığı kapalı olursa sittin sene uyuyamam. Açık olunca da yatakta bi kaç saat sürünüp sızıyorum. Sonraaa.. Evi bok götürüyor. Etrafta yıkanmış katlanmayı bekleyen üç sepet çamaşır, ütüleneceklere girmiyorum bile. Resmen kendime yetmiyorum; kendi hayatımı toparlayamıyorum, kendime bi düzen kuramıyorum. Yok bak yalan olmasın, bi hafta falan kuruyorum sonra bozuluyor. Mınako..

Sanırım kendimi sevmiyorum beybiler; acaba bu dünyada bi boka yaramıyor olmamın nedeni bu kadar basit olabilir mi?

Ölsem de hepimiz kurtulsak!

(içini dökmek kalp ben)

2 Haziran 2016 Perşembe

Neler oldu neler..

Neredeyse bir yıl sonra yine hellü beybiler..

Yazmaya geri dönmemin gerekliliğini farkına vardım yine. Bu blog diyet motivasyonu için başlamıştı; mümkün olduğunca o formattan çıkartmak istemedim. Belki de hayatımın en saçma dönemlerini bu yüzden yazmadım. Belki de enerjim yoktu, belki de paylaşmaya hazır değildim. Emin değilim aslında.. Ama şu an anlatmanın iyi geleceğini düşünüyorum. Hoş - kendim çalıp kendim oynuyorum bu sayfalarda ama bazen kendine de tekrar tekrar anlatmak gerekiyor değil mi canlar?

Şu an hem deli gibi yazasım var, hem de aslında istemiyorum. Neyse, bi yerden başlamak lazım yine (milyonuncu kez). Özet geçiyorum.

Boşandım, işe girdim, hayatımın en ağır depresyonuna girdim, işten çıktım, her şeyden çıkmaya çalıştım çıkamadım, iki aydır da toparlanıyorum işte..

Oh tahminimden kolay oldu ayol :) Ve tahmin ettiğiniz gibi bu kısacık özetten milyon tane post çıkabilir. Kader kısmet artık..

Bu arada... Bugün çoook eski bir yazıma yorum yaparak gelen bildirimle beni tekrar buraya sokan adsız - teşekkürler :)

9 Ağustos 2015 Pazar

Dördüncü gün - ekmek?

Günaydını yarım saatle kaçırmışım ya canlar :)

Dünkü pizzadan sonra bugün eksi beklemiyordum ama sevgili bünyem yine de 100 gr inmeye karar vermiş. Toplamda 1,3 kg oldu, güncel kilo 68,5. E hiç yoktan iyidir - taş attım da kolum mu yoruldu kız?

Normalde bugün listeye göre buğday ekmeği ekleniyor. Fakat ben güçlendirmede de buğday ekmeği pek kullanmadım (evet yarım yamalak güçlendirdiğimi farkındayım, yoksa şimdi tekrar ekspresse dönmezdik) Onun yerine glutenli ekmek tarifime geri döndüm; ilk üç gün gluten kullanmak istemiyordum çünkü. Sanki gluten atak dönemi için uygun değil gibi geliyor bana her ne kadar dukan forumlarında sınırlı izinli olarak geçse de..

Üstelik ekmeği ben uyurken Cicoş yapmış ki adam benden güzel yapıyor valla :)

Kahvaltıda biraz abarttım bi de; sosis yedim. Ama dün pizza için açmıştık ve zaten toplasan 5-6 tane küçük yiyoruz toplamda, bozulmasını istemiyorum. İçinde nişasta vs olduğu için diyete uygun değil ama 2 taneden bi şey olmaz herhalde di mi? Di mi la? Böhü?

UYARI : Bu arada benim yediğim peynirler hep yağlı - neredeyse ilk aydan sonra normal peynir yemeye başlamıştım zaten. Ve gramajı da fazla olduğu için hem kalori hem de low carb diyetler için hatalı bi hareket!! Ama peynirimden kısamam, yoo dostum yooo...

Kahvaltı

2 minik sosis
Dukan ekmeği (günlük hakkımın yarısı)
60 gr kadar peynir
Domates
Salatalık
1 yeşil zeytin

Öğle

Dukan ekmeğini yoğurda doğradım yedim spordan gelince.

Buraya kadar her şey iyi güzel de akşam arkadaşlarla dışarı çıkmayaydım iyiydi :) Önce urfa dürüm yedik. Sonra da şarap yanında cipstir kuruyemiştir gitti..

El özet bir dukan diyetinin daha sonuna geldik :( Dur bakalım..

(Bunu yayınlamayı unutmuşum beybiler, iki gün beraber gelecek mecburen)

7 Ağustos 2015 Cuma

Yaşasın meyve - üçüncü gün

Günaydın demek isterdim ama öküz gibi uyuduğum bi gün olduğu için tünaydına mecburum :) Sanırım sıcaklar yamultuyor beni, yoksa saat 11'e kadar uyumazdık ailecenek! Sağlık olsun diyelim..

Hemmmmen raporumu masanın üzerine bırakıyorum beybiler; bu sabah 68,6 kg uyandım, yani ikinci gün bi 600 gr daha gitmiş, toplamda 1,2 kg şimdilik - e bin bereket :) Bugün ananas yiyeceğim için yarın da bu kadar çok gideceğini sanmıyorum ama manyak psikolojime haftada 1,5 kg bile iyi gelecek bence. En azından akşam bile tartılsam 70i görmem gibi geliyor ki kilo almaktan ödü kopan ama yine de hunharca kilo alan eski bir obeze göre bu süper fantastik önemli bi şey.

Gelelim yedim içtim listesine..

Kahvaltı

2 yumurta ile mantarlı, domatesli ve dereotlu omlet (dünkü mantarların saplarını değerlendirdim, dereotu da süper oldu!)
Salatalık
50 gr kadar peynir (peynir yemeyen insanlara çok üzülüyorum la)

Leziz omlet - hmmmm... :)

Öğle

Yarım ananas

Yarım ananas diyorum ama kendisini kesip biçip temizledikten sonra minik bi şey kaldı zaten. Yine de meyve sınırımı aşmış olabilirim - hımpf...

Akşam

Zurnanın "höyt" dediği öğün.. Normalde dukan pizza yapacaktım ama ananas sonrası enerjik oldum gazıyla 2 saate yakın temizlik yapınca hiç hamurla falan uğraşacak halim kalmadı. Lakin PİZZA PİZZA beynimde yanıp yanıp sönüyordu. Tercihlerim ya pizza söylemek ya da pizza söylemekken son dakika atağıyla lavaş pizza yaptık. İki lavaş, arasında kaşar, üzerinde sosis, domates ve peynir. Kişi başı 1 lavaş, 3 minik sosis ve çay bardağı kadar kaşar düştü. Dışarıdan söyleyebileceğim tüm unlu yağlı şeylere tercih edilebilir bir menü oldu sanki, ne dersiniz beybiler?

Büyük ihtimalle yarın eksi yerine artı görecek olsam da bi şekilde kilo almaktan iyidir diyorum. Üstelik yarın yine spor var - i luv kardiyo moduyla ben o lavaşı pıt diye yakarım ki! (270 kalori falanmış)

Öbücükler

6 Ağustos 2015 Perşembe

Dukan express ikinci gün

Kargalarla uyandığım günden günaydın beybiler :)

Dün expresse başladım ve kaçamak yapmamak için kendimi paraladım desem yeridir! Bu sabah 69,2 olarak uyandım - 68'i görürüm diye umduğum için bana az geldi aslında ama sonra bi günde 600 gr'ın aslında iyi olduğunu fark edip "şımarma lan" dedim kendime. 

Şu an delicesine açım. Acilen gidip bi şeyler yemem lazım. Derdim yulaf kepeğini ne yapacağım.. Normalde glutenli ekmek halinde tüketiyordum ama bu hafta gluten kullanmamaya karar verdim. O yüzden şimdilik tek şansım krep gibi görünüyor. Lakin sabah sabah krep yapma enerjim henüz yok.. Bu cümleleri yazarken son dakika gelişmesiyle kepekli omlet yapmaya karar verdim - çılgın doyurucu oluyor netekim.

Önce bi kefir içeyim, sonra güne başlayalım bakalım.

Kahvaltı

2 yumurta + 1 yk kepekli omlet
Köy peyniri (40 gr - tarttım valla)
Salatalık
Domates

Bi günde sebzeyi özlemiş olduğum gerçeğine de hala şaşırıyorum!


Ooooh sebze :)

Spora gittim geldim. Normalde spordan önce muz ve/veya fıstık ezmesi yemeye alıştığımdan mı bilmiyorum inanılmaz enerjisiz ve motivasyonsuzdum bugün. Normalde 70 dk kardiyo yapardım, bugün zar zor 60 bitti. Ayrıca interval yürüyüş yaptığım için 8-10 dakika koşuyordum arada, bugün 6 zor çıkarttım. Gerçi telafi için eğimli yürüdüm 10 dakikayı ama etkisi aynı değildir tahminen.

Aletli zımbırtıların da yarısını yapmadım dersem yalan olmaz. Küreğe hiç girmedim bile, bacakların yarısı.. Bi tek kolları tamamladım, o da kaslı kol manyaklığımdan artık :) El özet bugün öldüm bittim depresyondayım. Gelir gelmez ağzıma biraz peynir attım, şimdi de sodamı içiyorum. 

Blog görevi bilinciyle duşa bile girmeden güncellememi yazdım, değerinizi görün canlar :p

Öğle

Dünden kalan çeyrek somon

Bunu yedim ama halsizlikten kırıldığım için sonra bunları da ekledim :)

3 yumurta + 1 yk kepek + 15 gr peynir + 3 hindi salamlı omlet
Domates
Salatalık

Ara

Tatlı krizim dondurmadan fıstık ezmesine kadar gezince Dukan puding yaptım - pek memnun kalmadım işin doğrusu ama en azından isteğimi kesti.. Eskiden daha mı lezzetliydi ne? Bu arada sınırlı izinli kullanmak iyi değil diyorlar, lakin nişasta ve kakao her halükarda şekerden ve undan daha sağlıklıdır değil mi beybiler?

Akşam

Yağsız kaşarsız fırın mantar
Tavuk sotemsi gibi bi şey (yarım kepçe falan)

Bu saatten sonra en fazla süt içerim ya da yoğurt yerim diye tahmin ediyorum. (Güncellerim zaten tüketirsem) Her ne kadar hain koca Cicoş bu akşam yediği sıcacık ekmek, karamelli waffle, çekirdek ve üzüm gibi şeylerle beni tahrik etmeye çalışsa da kaçamaksız bi hafta konusunda ısrarcıyım :)

Gnam gnam gnam..

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Hello Dukan Express!

Oh beybi beybi.. Tartıda dün 70 görünce silkinip kendime gelme moduna sonunda girebildim. Lakin kendimde sıfırdan dukan yapacak popişi bulamadığım için ucundan yakalamak adına dukan ekspresse el atmaya karar verdim. Hayırlısı..

Öncelikle nedir ne değildir kendime de hatırlatma yapayım. Normal dukan diyetinin daha basit, daha az kilo verme (5 gibi) odaklı ve aslında daha kapsamlı hali. Atak seyir güçlendirme koruma hepsi bir arada! İlk gün atak, ikinci gün seyir, sonra adım adım güçlendirme diyebiliriz bence. İkinci gün sebze, üçüncü gün meyve, dördüncü gün ekmek, beşinci gün peynir/kuruyemiş, altıncı gün nişasta ve son gün ödül öğünü ekleniyor. Bi hafta sonra tekrar ataktan 7 gün başlıyor. Bu hesaba göre haftanın 5 günü meyve yiyebilirim - malum meyve manyaklığım hala tepelerde :) Dukan'a göre böyle bir avantajı var benim için. Deneyip göreceğiz..

Başlangıç kilom 69,8 kg (yuh yuh çüş oha!!) Sporla birleştirip bi hafta sonrasında en az 67,9 görmeyi ummak gibi ütopik bi hayalim var :p Gerçi haftada ortalama 750 gr veriliyormuş ama inanırsam olur değil mi canlar?

Kahvaltı

Dukan krep
Haşlanmış yumurta
Köy peyniri
4 zeytin

Öğle

Küçük ton balığı
Soda

Akşam

Somon (1 dilim)
İki dilim soğan (atakta yoktu ama eşiminkilerden yürütmüş olabilirim kokuya dayanamayıp :) )

Gece

Tarçınlı - tatlandırıcılı süt


Gönül yanında patates de isterdi ama... (Temsili)

Lakin şu an canım deli gibi tatlı istiyor - bünye her akşam kurabiye/dondurma/meyve/çikolata gibi pis kaka şeylere alışmış maalesef. Akşama kadar dayanmayı umuyorum, kahveden sonra mistik çay yapıp içeceğim. O da olmazsa tarçınlı süt falan denerim artık ne yapayım.. (Denedim, onayladım. Tarçınlı süt iştahı kesiyor!)

Haa bi de aklıma gelmişken; acaba geceleri yatmadan şu meşhur yoğurt + biber + limon kürünü de denesem mi? Göbekten kurtulmak için her şey mübahtır!

Bu arada uzun zamandır bu kadar az ve kontrollü yemiyordum. Eskiden diyet yapınca kendimi iyi hissederdim, bugün hafif baş ağrısı falan oldu. Kendimi bi garip hissediyorum şu an. Yarın tartıda fark görünce - ki genelde balıktan sonra hep eksi gelir zaten - mutlu olacağım ya, o zaman bu ruh hali geçer diye umuyorum :) Hem dizim de geçti, yarın efendi gibi sporumu da yaparım. Ay ay ay, aylar sonra yine zayıflama heyecanları geldi valla :)