21 Ekim 2014 Salı

İşler güçler (çalışırken diyet?)

17 milyon yıl ara verdim, ama mantıklı bir sebebim var beybiler. Geçen hafta işe başladım. Ev karısı modundayken de bi yandan home office çalışıyordum ya; hah onu da devam ettirmeye çalıştım. O arada Cihan'ın bi dünya işi gücü çıktı, eve daha fazla zaman ayırmam gerekti falan derken 7/24 meşgul insan haline geldim. Bunun üzerine okulu da eklersek.. Öhöm.. (Buradaki deyime sansür koyuyorum ama 'altına yatmak' ile biter :))

Özeti geçip affımızı diledikten sonra gelelim konumuza. Çalışırken diyet yapılabilir mi?

Dukan'a başladığım iki ayda hep ev kadını modunda olduğum için pek sıkıntı çekmedim. (2 ay özeti işalla maaşalla yakında gelecek) İşe girerken de bu konu biraz kafamı kurcaladı aslında. Sonuçta bi yola girdim, irade azim motivasyon hala var - ki bu bir mucize, e güzel güzel sonuçlar da alıyorum.. Ya ofis ortamında bozarsam korkusu yavaştan melabaa dedi. Önceki ofislerimde yaşadığım geleneksel abur cubur ayinleri gözümün önüne geldi. Bonus olarak çalıştığım yerin deneme amaçlı sürekli yemek yapılan bi yer olması da var. Bildiğiniz tırstım birazcık. Peki ne yaptım? Ne yapıyorum?

Ofiste pişenler dışında dışarıdan da sürekli tabldot söyleniyor. Öncelikle diyette olduğumu ve benim için yemek söylememelerini rica ettim. İlk başta şaka yapıyorum sandılar, ısrarla ciddi olduğuma inandırdım. Böylece işyerinde yemek yeme derdimi daha başlangıçta yok etmiş oldum. Sonracığıma her sabah yarım saat daha erken kalkıp ekmeğimi, poğaçamı vs fırına atıp yanımda taşıdım. (Bu sırada haşladığım yumurtayı da kahvaltı niyetine hüp hüp götürdüm - yaşasın multitasking) En kötü ihtimalle sadece kepeği alıp ofiste yoğurda kattım. Kendi bardağım ve yeşil çayım da raftaki yerini aldı. Kısaca ofis ortamımı elimden geldiğince diyete uygun hale getirmeye çalıştım.

Etrafımdaki çılgın yemek tüketimi eskiden olsam beni çok rahat ayartırdı, şu an ise umrumda değil pek. Evet çok güzel kokuyor, evet çok lezzetli görünüyor ve evet herkes çok iştahlı yiyor ama nasıl bi gaza geldiysem bunlar cidden beni etkilemiyor. Hatta cumartesi ürün tanıtımı için yapılan etkinlikte 15 çeşit yemek pişti ve ben sadece salatalık / domates indirdim mideye. Gerçi itiraf etmem lazım, bi defa masa sandalye kemiresim geldi, accık kontrol dışında çıkmaya yaklaştım. Çözüm? Derin derin nefes, Migros'tan hindi füme ve paketin yarısını hüpletme. Ne açlık kalıyor ne istek ayol!


Beni sizler yarattınız :) Sağ olun var olun..
Akşam evde pişecek olanı da sabahtan buzluktan çıkartıyorum, en kötü ihtimalle üşenmeden markete uğrayıp malzememi alıyorum. Böylece eve gelince ne pişireceğim derdi kalmıyor - kapıdan girer girmez dolaptakini tezgaha alıp / fırını açıp / ocağı yakıp vs yemeğe başlıyorum. Eve geç geldim, çok açım, yorgunum bahaneleri hooop diye kayboluverdi canlar. İki aydır ilk defa dışarıdan yedik, o da uzun zamandır istediğim ve tabi ki izinli olan tavuk çevirme :) Bu arada Cihan'a bi şey söylemedim ama içime sinmedi pek, evde temiz sağlıklı yapmaya alışmışım bile.. I luv ev yimaaa!

Saat daha 11 ve sızacak kadar uykum var. Hayatımı biraz rahatlatayım, daha çok görüşeceğiz beybiler - kafamda milyon şey var hala. 

Bunları yazmak motive etti beni yine. Hmmmm, yarın sabah ne pişirsem acaba? ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder