10 Temmuz 2015 Cuma

Spora devam (gibi)

Yine kendimi kaybedip o kadar ara vermişim ki geri dönüp yazdıklarımı okumak zorunda kaldım :) Öküz gibi yiyince utanıp tartılmıyorum ya, aynı mantıkta bloga da girmiyorum ne yalan söyleyeyim.. Sonra "laaaaaaaaaan bu pantolon neden sıkıyor?" diye titreyip kendime geliyorum ve yine devam beybiler! Kısırlar döngüler..

Öhöm. Spora başlıyorum sanırım yavaştan. Şimdilik düzenli olduğunu söyleyemesem de en azından haftada bir 1,5 saat kadar hareket ediyorum - geçmişimi düşününce bunun da bir gelişme olduğu kesin! Pilates yapıyorum, bazen canım sıkılıyor kafama göre aerobik yapıyorum, biraz kol, biraz eliptik derken ortaya karışık bi şeyler çıkıyor ortaya. Gelelim bugüne..

Dün itibariyle işten çıktım :) Bayramdan sonra yeni işe başlıyorum ama bi hafta evdeyim ve bunu değerlendirmek güzel olur gibi geliyor. Cicoş'un işi için sabah 6'da kalkıyoruz. (Erken kalkmak enerji verici bi şey ama mantığını henüz ben de bulamadım) Diyorum ki hazır zamanım varken spora yatırayım. Gerçi bu henüz teori aşamasında ama inanırsam neden olmasın canlar? Nitekim bugün ilk adımı attım!

6 değil de 7 oldu kalkma saati ama yine de popişi kaldırdım. Her ne kadar bünyem deli gibi, malak gibi, dana gibi yatmak istese de evdeki ilk günümde tembellik yapmamaya karar verdim; motivasyonum zaten yok ve oturunca hiiiiç gelmiyor! Kahvemi içerken plan yaptım, efendi gibi gidip kendime protein bombası omletimi yaptım. Güneş kremimi sürdüm ve cicilerimi giyip yürüyüşe gittim.


Spora haaazırım haaazırım..

Ciciler konusunda aydınlanalım mı önce? Benim spor kıyafetim yok. Aldığım taytlar hep içi gösteren cinsten, spor için olanları çılgın pahalı oluyor maalesef. Ben de taytın üzerine mini eteğimi giydim, üzerine de t-shirt ve hooop dışarı. Çook şık bir görüntü olmadığını kabul ediyorum, ama benim için kıyafeti bahane etmeyi bırakma açısından büyük bir adım oldu. Üstelik ceplerine telefon ve anahtarı da koyabildiğim için işlevsellikte pik yaptım :) Sonra daaa kulaklığımı taktım ve pıtı pıtı 7 kilometreyi efendi gibi yürüdüm! İlk defa bu kadar uzun yol yaptım, daha önce en fazla 5 km gitmiştim. Beynim eridi, ayağım su topladı, kasığım ağrıdı ama yine de mutlu oldum. Artık endorfinden midir yoksa spor yapabilmenin gururu mudur bilmiyorum lakin eve mutlu ve kıpkırmızı bir domates olarak döndüm :)


Melabaaaaa :)

Dürüst olalım - deli gibi açım ve yorgunum. Ama yine de kendim için bi şey yapabildiğim için sevindiriğim :) Açlığa gelince.. Evde dukan bi şey yok ama dolap ağzına kadar "pis kaka" yiyecek dolu. El mahkum, ekmeğimi mayaladım. Tabi kendisinin en az 1 saati olacağı için mideyi sakinleştirmek adına minicik bi parça ekmeğe bi tatlı kaşığı kadar fıstık ezmesi sürüp üzerine kahve içtim. Sporcuların hepsi deli gibi fıstık ezmesi tüketiyorsa vardır bi hikmeti diye düşündüm ve buldum - gerçekten tok tutuyor! Şu an ekmekleri soğuyor ama o kıtlığa düşmüş koltuk kemiren halimden eser yok. Birazdan peynirli salatalıklı sandviçimi yiyip yeşil çayımı içeceğim - aferin lan bana :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder