Bundan bi sene önce "ev kadını olacaksın" deseler kafa göz dalardım; hoş bundan 5 sene önce evleneceksin dediklerinde de küfür ediyordum. Demek ki neymiş? Büyük laf etmeyecekmişiz. Öhöm.. Gelelim içime kaçan domestik "şeye".
Neredeyse üç aydır full time ev kadınlığı yapıyorum. Bi yandan sigortalı / asgari ücretli çalışan olmam mesai saatlerimin süperliği ve home office teknolojikliği sayesinde buna engel olmuyor. Aylardır hala beni şaşırtan nokta ise bundan zevk almam - evi çekip çevirmek bildiğin hoşuma gidiyor ayol :) İş hayatındaki en zorlu projenin altından kalkmaktan çok daha farklı bir tatmin duygusu yaşıyorum - bu daha güzel geliyor bana. Hele çamaşır ve bulaşık makineleri aynı anda çalışıyorsa resmen çılgın atıyorum.
Normalde de mutfakta bi şeylere uğraşmayı çok seviyorum zaten. Sadece 3 yıldır yemek yaptığımı düşünürsek buna belki önceki yılların acısını çıkartıyorum diyebiliriz, bilmiyorum. Lakin elimde garip gurup malzemeler varken, onları birleştirip leziz şeyler ortaya çıkarmak çok zevkli! Hele bi de insanlar "eli lezzetli hatun" klasmanına soktukça beni iyice gaza geliyorum. Altından kalkabileceğime inansan aşçı olacam yani, o kadar hoşuma gidiyor yemek yapmak. Bu konuda google amcanın hakkını asla ödeyemem, ama doğaçlama yeteneğimin de hakkını yemek istemiyorum. Eh malum, yılların obezi olarak ne neyle iyi gider çok iyi bilmem doğal zaten değil mi? (Tam şu anda kuzenimin yemekle ilgili fikir almak için beni araması bambaşka oldu)
Cihan'ı sabah geçirmek, akşam karşılamak, ona sandviç hazırlamak, akşam sofrayı kurmak gibi tam ev kadınlığı davranışları da mutluluk veriyor bana. Gerçi bunun nedeni onu çok seviyor olmam olabilir tabi, onunla ilgilenmekten inanılmaz keyif alıyorum. İki gündür şehir dışında; konuştuğumuzda hep yemek yedi mi, üşüyor mu, rahat mı gibi sorular soruyorum - normalde yaptığım şeyleri yapamıyorum ya kafam gidiyor. Yarın eve gelecek ya, pazar sabah kahvaltısında ona ne hazırlasam diye şimdiden düşünmeye başladım. (Doktor alın bunu, giydirin ceketi)
Cihan'ı sabah geçirmek, akşam karşılamak, ona sandviç hazırlamak, akşam sofrayı kurmak gibi tam ev kadınlığı davranışları da mutluluk veriyor bana. Gerçi bunun nedeni onu çok seviyor olmam olabilir tabi, onunla ilgilenmekten inanılmaz keyif alıyorum. İki gündür şehir dışında; konuştuğumuzda hep yemek yedi mi, üşüyor mu, rahat mı gibi sorular soruyorum - normalde yaptığım şeyleri yapamıyorum ya kafam gidiyor. Yarın eve gelecek ya, pazar sabah kahvaltısında ona ne hazırlasam diye şimdiden düşünmeye başladım. (Doktor alın bunu, giydirin ceketi)
Bu paragraftan sonra düşündüm de, domestikliğim evimi çok sevmekten kaynaklanıyor sanırım. Evimdeki huzuru başka bi yerde bulamıyorum - e sevdiğimiz şeylerle ilgilenmek isteriz, o zaman benim de evimle ilgilenmek istiyor olmam mantıklı geldi bak. İş hayatından yorulmak bıkmakla alakası yok; ofisteyken de eve gelmek isterdim hep. Evimde çok mutluyum lan :)
Bu arada ev kadını dedim ya, öyle sabahtan akşama temizlik yaptığım sanılmasın. (İtiraf.com mode on) Haftada bir temizlik yaparsam iyi valla! Günde en fazla bi saat iş yapabiliyorum, hatta çoğu günler sadece boş boş oturuyorum. Ama boş boş oturmak canımı hiç sıkmıyor, hatta sabah erken kalkınca daha fazla boş boş takılabileceğim için seviniyorum bile. Olur da geç kalkarsam canım sıkılıyor "yaa ben uyuduğum sürede bi sürü şey yapabilirdim" diye. Bi sürü şey derken ne mi? Bi sürü aylaklık işte. Boş boş ne güzel bi ikileme fark ettiniz mi? Boş boş işler işte..
Bi yanım bu işin tehlikeli noktaya doğru gittiğini düşünüp gıcık ediyor beni ama. Kendi yoğurdumu yapmamla başladı sanırım her şey. Katkısız, içinde ne olduğunu bildiğim yemekleri tercih eder hale geldim. Tavuk kıyması almıyorum, kendim yapıyorum; kıyma alacaksam etten taze çektiriyorum; alacaklarımın etiketlerini okuyup daha doğal olanlara yöneliyorum falan derken bu huylar yanımda kendi adaçayımı taşıma manyaklığına kadar gider mi acaba? Şu an pizza söylediğimi düşünüyorum mesela, midem bulanıyor yağından unundan.. Ya da dışarıdan yiyecek bi şey almayı planlarsam "ben bunu evde yaparım, en azından içinde ne olduğunu nasıl yapıldığını bilirim" deliliğine kayıyorum. Beybiler, olur da "organikten başka yemem, dışarıdaki her şey pis" diye geri dönülmez bi manyaklığa kayarsam, ıslak odunla döversiniz beni değil mi?
El özet: Lisenin asosyali, üniversitenin gezentisi, ofisin işkoliği dönemlerini bırakıp evinin kadını moduna geçtim ve huzurluyum. Böyle devam eder mi, yoksa bu da geçici bi dönem mi bilmiyorum ama önemli olan şu an hissettiklerim ve bu mutluluk bana şu an yetiyor. Daha kısa özet: I luv ev! :)
Evimi seviyorum - tam oturdu |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder