18 Ağustos 2014 Pazartesi

Göbeğimiz "şansımız" mı acaba?

Obez olmamız diğer insanlardan bir adım öne atabilir mi bizi?


Az önce ekşide bir cümle çarptı gözüme. Obez insanların aslında çok şanslı olduğunu çünkü yeni bir hayat için ellerinde fırsat olduğunu yazıyordu. İlk başta çok anlamsız geldi doğrusu. O kadar depresifliğimiz, o kadar zorluklarımız, o kadar (abartarak da olsa) çektiklerimiz bizi nasıl şanslı yapabilirdi ki? Zaman zaman kendimizi lanetlenmiş insanlar olarak görebilirken şanslı olabilecek olmamız çok iddialı değil mi? (Bu yazı hem abartılı, hem de yüzeysel olacak sanırım ama şu an böyle hissediyorum napalım)

İşten çıktığımdan beri deli gibi eski Türk filmi izliyorum. Bir çoğunda çirkin/şişman/köylü kız bir anda fantastik bir değişim geçirip taş gibi bir hatun haline gelip hem erkeği elde ediyor, hem de iş güç huzur vs açısından hayatını düzene sokuyor. Bu filmler bizi üç saniyelik gaza getirse de özellikle aşk teması etrafında dönmesi evli barklı mutlu insanlar için yetersiz kalıyor. Alan almış zaten, bu saatten sonra erkek dediğin bana yassah modu dışında adam zaten ben obezim diye beni bırakıp gidecekse zayıf halimi hiç görmesin hıh gururu devreye giriyor ve hooooop, üç saniye bire düştü. Bekar hatunlarımız için de bir erkek için kendini paralamaya gerek yok ki - ki bence de köküne kadar haklıyız - düşüncesi ağır bastığı için bu filmler bir nevi yanlış mesaj veriyor. (Değişimden girdim sosyo-kültürel'den çıkacağım neredeyse oh la la)

Neyse efem.. Film çerçevesinden dışarı çıkıp en başa dönersek aslında elimizde gerçekten yeni bir hayat için şans var. 30 yaşındaki normal bir insanın özgüveni ve elindeki fırsatları kullanımı belli bir seviyede sabitlenmiş olmalı. Oysa bizim 30 yaşından sonra elde edeceğimiz özgüven bir nevi lotonun çıkmasıyla eşit olacak. Bu yaşa kadar yapmaya cesaret edemediğimiz şeylere el atabiliriz - mesela klasik kıyafetlerimiz olmadığı için başvurmaya bile çekindiğimiz o işler için şansımızı deneyebiliriz, yalnızlık korkusundan zorla sürdürdüğümüz ilişkideki bize değer vermeyen adamdan kurtulabiliriz, kilomuz yüzünden engellendiğimiz bungee-jumping'i yapabiliriz, göbeğimize piercing taktırabiliriz, giyecek bir şey bulamadığımız için gitmediğimiz okulumuza devam edip mezun olabiliriz.. Olasılıklar sonsuz aslında, sadece yağlarımız nedeniyle ertelediğimiz her şeyi başarmamız kesin olmasa bile en azından deneyebiliriz. Hem zaten lotodan çıkan paranın hayırlı olacağı da kesin değil, değil mi?

Diğer bir şansımız ise bu yeniliklerden maksimum fayda sağlamamız olacak. Dün kakao işçilerinin ilk defa çikolata yediği videoyu izledim ve yüzlerindeki gülümsemeye hayran kaldım. Biz çocukluğumuzdan beri çikolata yediğimiz için, hatta benim gibi durumlarda çikolatayla beslendiğimiz için bize normal gelen bir şey o insanlar için yeni ve mutluluk verici. İşte bu şekilde zayıfladıktan sonra yapacağımız her şey bizim için yeni ve daha heyecanlı olacak. Liseden beri ince topuklu giyen bir kadına 30 yaşından sonra o çivilerin üzerinde yürümenin kendimizi ne kadar kadınsı hissettirdiğini anlatamayız değil mi? Ya da tüm hayatını yürüyerek geçiren bir insana mola vermek zorunda kalmadan iki saat gezmenin nasıl bir gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu? Hayatımız boyunca bizi bir nevi prangaya sokan kilolarımızdan kurtulmanın vereceği başarmışlık hissini ve kendimize artık inanabilecek olmamızı bu örneklere katmıyorum bile.

Belki de hayat benim için 30 yaşından sonra tekrar başlayacak, ne dersiniz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder