9 Ağustos 2015 Pazar

Dördüncü gün - ekmek?

Günaydını yarım saatle kaçırmışım ya canlar :)

Dünkü pizzadan sonra bugün eksi beklemiyordum ama sevgili bünyem yine de 100 gr inmeye karar vermiş. Toplamda 1,3 kg oldu, güncel kilo 68,5. E hiç yoktan iyidir - taş attım da kolum mu yoruldu kız?

Normalde bugün listeye göre buğday ekmeği ekleniyor. Fakat ben güçlendirmede de buğday ekmeği pek kullanmadım (evet yarım yamalak güçlendirdiğimi farkındayım, yoksa şimdi tekrar ekspresse dönmezdik) Onun yerine glutenli ekmek tarifime geri döndüm; ilk üç gün gluten kullanmak istemiyordum çünkü. Sanki gluten atak dönemi için uygun değil gibi geliyor bana her ne kadar dukan forumlarında sınırlı izinli olarak geçse de..

Üstelik ekmeği ben uyurken Cicoş yapmış ki adam benden güzel yapıyor valla :)

Kahvaltıda biraz abarttım bi de; sosis yedim. Ama dün pizza için açmıştık ve zaten toplasan 5-6 tane küçük yiyoruz toplamda, bozulmasını istemiyorum. İçinde nişasta vs olduğu için diyete uygun değil ama 2 taneden bi şey olmaz herhalde di mi? Di mi la? Böhü?

UYARI : Bu arada benim yediğim peynirler hep yağlı - neredeyse ilk aydan sonra normal peynir yemeye başlamıştım zaten. Ve gramajı da fazla olduğu için hem kalori hem de low carb diyetler için hatalı bi hareket!! Ama peynirimden kısamam, yoo dostum yooo...

Kahvaltı

2 minik sosis
Dukan ekmeği (günlük hakkımın yarısı)
60 gr kadar peynir
Domates
Salatalık
1 yeşil zeytin

Öğle

Dukan ekmeğini yoğurda doğradım yedim spordan gelince.

Buraya kadar her şey iyi güzel de akşam arkadaşlarla dışarı çıkmayaydım iyiydi :) Önce urfa dürüm yedik. Sonra da şarap yanında cipstir kuruyemiştir gitti..

El özet bir dukan diyetinin daha sonuna geldik :( Dur bakalım..

(Bunu yayınlamayı unutmuşum beybiler, iki gün beraber gelecek mecburen)

7 Ağustos 2015 Cuma

Yaşasın meyve - üçüncü gün

Günaydın demek isterdim ama öküz gibi uyuduğum bi gün olduğu için tünaydına mecburum :) Sanırım sıcaklar yamultuyor beni, yoksa saat 11'e kadar uyumazdık ailecenek! Sağlık olsun diyelim..

Hemmmmen raporumu masanın üzerine bırakıyorum beybiler; bu sabah 68,6 kg uyandım, yani ikinci gün bi 600 gr daha gitmiş, toplamda 1,2 kg şimdilik - e bin bereket :) Bugün ananas yiyeceğim için yarın da bu kadar çok gideceğini sanmıyorum ama manyak psikolojime haftada 1,5 kg bile iyi gelecek bence. En azından akşam bile tartılsam 70i görmem gibi geliyor ki kilo almaktan ödü kopan ama yine de hunharca kilo alan eski bir obeze göre bu süper fantastik önemli bi şey.

Gelelim yedim içtim listesine..

Kahvaltı

2 yumurta ile mantarlı, domatesli ve dereotlu omlet (dünkü mantarların saplarını değerlendirdim, dereotu da süper oldu!)
Salatalık
50 gr kadar peynir (peynir yemeyen insanlara çok üzülüyorum la)

Leziz omlet - hmmmm... :)

Öğle

Yarım ananas

Yarım ananas diyorum ama kendisini kesip biçip temizledikten sonra minik bi şey kaldı zaten. Yine de meyve sınırımı aşmış olabilirim - hımpf...

Akşam

Zurnanın "höyt" dediği öğün.. Normalde dukan pizza yapacaktım ama ananas sonrası enerjik oldum gazıyla 2 saate yakın temizlik yapınca hiç hamurla falan uğraşacak halim kalmadı. Lakin PİZZA PİZZA beynimde yanıp yanıp sönüyordu. Tercihlerim ya pizza söylemek ya da pizza söylemekken son dakika atağıyla lavaş pizza yaptık. İki lavaş, arasında kaşar, üzerinde sosis, domates ve peynir. Kişi başı 1 lavaş, 3 minik sosis ve çay bardağı kadar kaşar düştü. Dışarıdan söyleyebileceğim tüm unlu yağlı şeylere tercih edilebilir bir menü oldu sanki, ne dersiniz beybiler?

Büyük ihtimalle yarın eksi yerine artı görecek olsam da bi şekilde kilo almaktan iyidir diyorum. Üstelik yarın yine spor var - i luv kardiyo moduyla ben o lavaşı pıt diye yakarım ki! (270 kalori falanmış)

Öbücükler

6 Ağustos 2015 Perşembe

Dukan express ikinci gün

Kargalarla uyandığım günden günaydın beybiler :)

Dün expresse başladım ve kaçamak yapmamak için kendimi paraladım desem yeridir! Bu sabah 69,2 olarak uyandım - 68'i görürüm diye umduğum için bana az geldi aslında ama sonra bi günde 600 gr'ın aslında iyi olduğunu fark edip "şımarma lan" dedim kendime. 

Şu an delicesine açım. Acilen gidip bi şeyler yemem lazım. Derdim yulaf kepeğini ne yapacağım.. Normalde glutenli ekmek halinde tüketiyordum ama bu hafta gluten kullanmamaya karar verdim. O yüzden şimdilik tek şansım krep gibi görünüyor. Lakin sabah sabah krep yapma enerjim henüz yok.. Bu cümleleri yazarken son dakika gelişmesiyle kepekli omlet yapmaya karar verdim - çılgın doyurucu oluyor netekim.

Önce bi kefir içeyim, sonra güne başlayalım bakalım.

Kahvaltı

2 yumurta + 1 yk kepekli omlet
Köy peyniri (40 gr - tarttım valla)
Salatalık
Domates

Bi günde sebzeyi özlemiş olduğum gerçeğine de hala şaşırıyorum!


Ooooh sebze :)

Spora gittim geldim. Normalde spordan önce muz ve/veya fıstık ezmesi yemeye alıştığımdan mı bilmiyorum inanılmaz enerjisiz ve motivasyonsuzdum bugün. Normalde 70 dk kardiyo yapardım, bugün zar zor 60 bitti. Ayrıca interval yürüyüş yaptığım için 8-10 dakika koşuyordum arada, bugün 6 zor çıkarttım. Gerçi telafi için eğimli yürüdüm 10 dakikayı ama etkisi aynı değildir tahminen.

Aletli zımbırtıların da yarısını yapmadım dersem yalan olmaz. Küreğe hiç girmedim bile, bacakların yarısı.. Bi tek kolları tamamladım, o da kaslı kol manyaklığımdan artık :) El özet bugün öldüm bittim depresyondayım. Gelir gelmez ağzıma biraz peynir attım, şimdi de sodamı içiyorum. 

Blog görevi bilinciyle duşa bile girmeden güncellememi yazdım, değerinizi görün canlar :p

Öğle

Dünden kalan çeyrek somon

Bunu yedim ama halsizlikten kırıldığım için sonra bunları da ekledim :)

3 yumurta + 1 yk kepek + 15 gr peynir + 3 hindi salamlı omlet
Domates
Salatalık

Ara

Tatlı krizim dondurmadan fıstık ezmesine kadar gezince Dukan puding yaptım - pek memnun kalmadım işin doğrusu ama en azından isteğimi kesti.. Eskiden daha mı lezzetliydi ne? Bu arada sınırlı izinli kullanmak iyi değil diyorlar, lakin nişasta ve kakao her halükarda şekerden ve undan daha sağlıklıdır değil mi beybiler?

Akşam

Yağsız kaşarsız fırın mantar
Tavuk sotemsi gibi bi şey (yarım kepçe falan)

Bu saatten sonra en fazla süt içerim ya da yoğurt yerim diye tahmin ediyorum. (Güncellerim zaten tüketirsem) Her ne kadar hain koca Cicoş bu akşam yediği sıcacık ekmek, karamelli waffle, çekirdek ve üzüm gibi şeylerle beni tahrik etmeye çalışsa da kaçamaksız bi hafta konusunda ısrarcıyım :)

Gnam gnam gnam..

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Hello Dukan Express!

Oh beybi beybi.. Tartıda dün 70 görünce silkinip kendime gelme moduna sonunda girebildim. Lakin kendimde sıfırdan dukan yapacak popişi bulamadığım için ucundan yakalamak adına dukan ekspresse el atmaya karar verdim. Hayırlısı..

Öncelikle nedir ne değildir kendime de hatırlatma yapayım. Normal dukan diyetinin daha basit, daha az kilo verme (5 gibi) odaklı ve aslında daha kapsamlı hali. Atak seyir güçlendirme koruma hepsi bir arada! İlk gün atak, ikinci gün seyir, sonra adım adım güçlendirme diyebiliriz bence. İkinci gün sebze, üçüncü gün meyve, dördüncü gün ekmek, beşinci gün peynir/kuruyemiş, altıncı gün nişasta ve son gün ödül öğünü ekleniyor. Bi hafta sonra tekrar ataktan 7 gün başlıyor. Bu hesaba göre haftanın 5 günü meyve yiyebilirim - malum meyve manyaklığım hala tepelerde :) Dukan'a göre böyle bir avantajı var benim için. Deneyip göreceğiz..

Başlangıç kilom 69,8 kg (yuh yuh çüş oha!!) Sporla birleştirip bi hafta sonrasında en az 67,9 görmeyi ummak gibi ütopik bi hayalim var :p Gerçi haftada ortalama 750 gr veriliyormuş ama inanırsam olur değil mi canlar?

Kahvaltı

Dukan krep
Haşlanmış yumurta
Köy peyniri
4 zeytin

Öğle

Küçük ton balığı
Soda

Akşam

Somon (1 dilim)
İki dilim soğan (atakta yoktu ama eşiminkilerden yürütmüş olabilirim kokuya dayanamayıp :) )

Gece

Tarçınlı - tatlandırıcılı süt


Gönül yanında patates de isterdi ama... (Temsili)

Lakin şu an canım deli gibi tatlı istiyor - bünye her akşam kurabiye/dondurma/meyve/çikolata gibi pis kaka şeylere alışmış maalesef. Akşama kadar dayanmayı umuyorum, kahveden sonra mistik çay yapıp içeceğim. O da olmazsa tarçınlı süt falan denerim artık ne yapayım.. (Denedim, onayladım. Tarçınlı süt iştahı kesiyor!)

Haa bi de aklıma gelmişken; acaba geceleri yatmadan şu meşhur yoğurt + biber + limon kürünü de denesem mi? Göbekten kurtulmak için her şey mübahtır!

Bu arada uzun zamandır bu kadar az ve kontrollü yemiyordum. Eskiden diyet yapınca kendimi iyi hissederdim, bugün hafif baş ağrısı falan oldu. Kendimi bi garip hissediyorum şu an. Yarın tartıda fark görünce - ki genelde balıktan sonra hep eksi gelir zaten - mutlu olacağım ya, o zaman bu ruh hali geçer diye umuyorum :) Hem dizim de geçti, yarın efendi gibi sporumu da yaparım. Ay ay ay, aylar sonra yine zayıflama heyecanları geldi valla :)

4 Ağustos 2015 Salı

İşsiz güçsüz günler

Günaydın beybiler!

Başlıktan da anlaşılacağı gibi artık işsiz bir kadınım. Eski iş yerimde "kadınsın, o yüzden mutfak işlerini de sen yapmalısın" mantığı beni çıldırtma noktasına getirince başka bi iş bulup ayrıldım. Eski işime, yani lojistiğe geri dönmeye çalıştım. Çalıştım diyorum farkında mısınız? Çünkü orada bi hafta geçirdikten sonra zaten zayıf olan kayışımın tamamen kopacağı öngörüsüyle koşarak uzaklaştım. Hatta istifa ettim ama buna rağmen de kovuldum :) Şöyle ki saat 3 gibi devam etmeyeceğimi söyledim, 4 gibi beni şirketten uzaklaştırdılar. 

Öhöm. Gir-çık yaptığım yerde aklınıza gelebilecek her şey yasaktı. Kurumsal aile firması modunda bi yer - aslında hem iş hem de iş yeri güzel olmasına rağmen telefon, kargo, dinlenme, kahve, çay, araba, izin, gülme gibi şeylerin yasak olması nedeniyle duramayacağımı fark ettim. Hazır Cicoş da iş bulmuşken accık koca parası yiyen ev kadını olmaya çalışıyorum :p Ama bi yandan da iş bulmam gerekliliği canımı sıkmıyor değil.. Malum, kiradır faturadır sıkıntılı biraz. Yine de biraz evin tadını çıkartayım bakalım..

Hazır evdeyken de sağlıklı beslenme adına kendime zaman ayırmaya çalışıyorum. Hatta ufak bir sır vereyim mi? Spora bile başladım :) Bununla ilgili güncellemeyi de detaylı yazacağım. Esra'nın sonsuz spor döngülerinden birine mi girdik, yoksa hayat tarzı mı olacak hep beraber göreceğiz. Şimdilik sadece "niree kayboldun gadın?" diyenler için cevap niteliğinde bir yazı olsun istedim.

Öbücükler!

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Kuşkonmaz denemeleri vol 1

Günaydın, günaydın, beniiiiim minik aşkım, günaydın, günaydın sanaaaaaaaa :) Bi tek ben mi takıldım acaba bu jingle'a yoksa sizin de beyninizde melodi dönüyor mu?

Kuşkonmaz diye bi sebze var, ben 29 yaşımda öğrendim varlığını. Home tv gibi yabancı yemek kanallarını izleye izleye merakımdan öleyazarken pahalı olmasını geçip en sonunda bi demet aldım. Çok sağlıklıklıymış, süpermiş, fantastikmiş falan diyorlar ya, bunlar değil önemli olan - sadece merak :) Neyse efem.. 

Görüntü sevimli aslında...

Televizyonda hep ızgara yapıyorlar bunu, biz de önce haşlayıp sonra tavada çevirdik köftenin yanına. Onun fotoğrafı yok, ama olmaması daha iyi. Lif manyağı bi sebze olarak ısırmak parçalamak mümkün olmadı maalesef :( Büyük ihtimalle beceremedik, kabul ediyorum ama yine kendisiyle anlaşamadık. Fakat pes edemezdim tabi ki (yoksa ziyan olurdu) ve hemmmen saplarını kullanmak üzere çalışmalara başladım. Bu arada çiğ halde ucundan accık kemirdik, taze fındık gibi güzel aslında ama bazı yerlerde çiğ tüketilmez dediği için cesaret edemedik öyle yemeye.

Kötü görünen omletim

Sapları normalde ayıklanıyormuş ama "yenir ki bu" mantığıyla gaza geldim - sonuçta insanoğlu olarak ısırgan gibi hasta ruhlu bi otu bile yemeyi başarıyoruz, bu mu kaçacak elimizden?

Kuşkonmazlı mantarlı omlet

10 adet kuşkonmaz sapı
Mantar
Biber
Maydanoz
Yumurta
Tuz / karabiber

Kuşkonmazlar çılgın sert odunumsu bitki olduğu için önce ince ince soğan gibi doğruyoruz. Tavada biraz kavuruyoruz. Sonra biberleri de ekleyip devam ediyoruz. Yaklaşık 5 dakika sonra mantarları da ekliyoruz, 1-2 dakika kavurduktan sonra bi çay bardağı kadar su ekleyip kaynatıyoruz (ölümüne korktum çiğ kalacaklar diye ama pek işe yaramadı evek). Sonrasında yumurta maydanoz derken omletimsi bi şey oluyor işte - e benden tarif bu kadar çıktı beybiler!

Gelelim yorumlara. Sanırım dıştaki kabuğu bi kat temizlemek gerekiyor, ne kadar pişerse pişsin dışında çiğnenemeyen sert bir kabuk kaldı. Ben eski obez olarak çiğnemeden yutabildim ama Cicoş sürekli temizledi. Lakin daha ince kısımlar yumuşak olunca güzel bir tat veriyor. Peki tok tuttu mu? Valla bu tabağı ekmeksiz götürdükten yaklaşık 5 saat sonra acıktım ki arada bi saat spor yapmışlığım da var. Düz mantıkla doyurucu olduğunu da itiraf edebilirim o zaman. Bu arada kişi başı 2 yumurta koydum, onun da etkisi vardır kesin.

El özet, çok aman aman bi lezzeti yok, fiyatı da çok fazla (10 tanesi falan 8 lira en ucuz markette), değer mi? Bence değmez. Ama denedik, içimizde kalmadı, mutluyuz huzurluyuz :) Merak ettiğim başka bi sebze de tatlı patates - lanet yağsın üzerine home tv - onu da zengin hissettiğim başka bi zaman artık..

Sabah sabah bu kadar geyik yeter. Muz+süt+badem smoothiemi içtim, kahvem bitsin dooooğru yürüyüşe :) Sonra da gelip temizlik yapacağım, yorucu bi gün olacak. Sporla ilgili güncellememi de bi ara ekleyeceğim canlar.

Hadi kaldıralım popoları!

11 Temmuz 2015 Cumartesi

Labneli sebzeli güveç

Hellü beybiler! Daha yaratıcı bir isim bulmak isterdim ama bu sıcakta beynimin bunları yazacak kadar bile çalışıyor olmasına hayret ediyorum :) Aslında bunu geçen hafta yaptım, yazacak zamanı ise şimdi buluyorum. Fikir çok basit - dolapta ölmek üzere olan şeyleri değerlendirelim! Daha önceli yazılarımdan dolabı sebze meyve doldurup sırf bozulmasınlar diye kendimi "sağlıklı yaşamak zorunda" bıraktığımı biliyorsunuzdur. Bu da onun bi sonucu. Lakin o kadar leziz oldu ki, iki gün sonra Cicoş tavuklu halini yaptı. 

Leziz görünmüyor mu?

Labneli sebzeli güveç

1-2 domates
3-4 patlıcan
3-4 biber
3-4 sap yeşil soğan
bi tutam taze nane
biraz maydanoz
yarım kutu labne

Tarif çok basit aslında. Buruşmaya başlamış patlıcanları alacalı soyduktan sonra küp küp kesiyoruz. Tavaya 2 kaşık kadar zeytinyağı döküp biraz kavuruyoruz. İçine minik doğranmış biberleri de ekliyoruz. Biraz daha kavurduktan sonra rendelenmiş domatesleri (domates yoksa çok az püre de olur) katıyoruz. "Biraz daha pişse yenir" modundayken altını kapatıyoruz.

Yeşillikleri incecik kıydıktan sonra sebzelere ekliyoruz, sonra da labneyi içine boca edip iyice karıştırıyoruz. Benim labnem tuzlu olduğu için tuz eklemedim ama sanırım farklı farklı oluyorlarmış, tatmak iyi olabilir. Doğru güveç kaplarına, yaklaşık yarım saat 200 derecede pişsin, peynirin rengi koyulaşınca hazır. Hem leziz, hem de inanılmaz doyurucu!

Cicoş'un yaptığı tavuklu versiyonunda da tavuklar biraz kavrulduktan sonra süreç aynı oluyor. İkisi de leziz ve ikisi de sebzecikleri kurtarıyor. Labneyi tiramisu yapmak için almıştım aslında, ama 69 kiloyu görünce tiramisu yalan oldu, e bari peyniri kurtarayım dedim :) Bu arada labne miktarı çok olduğu için tam dukan olmayabilir dürüst olmak gerekirse ama ben en başından beri peynir konusunda iyi bir dukancı olmadığım için bence sorun yok ;) (evet, sınırsızca ve her çeşit peyniri tükettim!)

Bu arada dün yine dolabı doldurdum deli gibi, bu akşam mecburen menüde yoğurtlu semizotu var ;) Yanına da havuç eklerim belki, bilmiyorum. Yarın da mantarlı bi şey yapmam lazım - yaşasın sağlıklı beslenme :)

10 Temmuz 2015 Cuma

Mistik chai - tatlı isteği düşmanı mucize!

Ohhh kurtarıcım! Mistik çay, mistik çayı, mistik chai.. Adın her ne olursa olsun hastasınım senin beybi!

Sandviçlerimi güzel güzel yedikten sonra bünyeciğim bana "tatlı var mı la?" çekti - hem de öyle böyle değil! Beynimin çalışmamasından glikoz ihtiyacım olduğunu tahmin etmiştim aslında ama dünyayı yedikten sonra gerek kalmaz sandıydım.. Aaah ah! Mutfağa girdim, tatlı her şeyi gözden geçirdim, daha yemeden vicdan azabını çektim, derken bi kenara atılmış zavallı kutu gözüme çarptı. Bir süre çılgın gibi sarmıştım buna; sütlü sütsüz fark etmeden götürüyordum. Sonra nedense unuttum gitti (diyeti bozup normal tatlılara geçiş yaptığım için olabilir tabi). Ve şimdi yıllar sonra yeniden birleştik.


Mistik chai

Metabolizmayı hızlandırıyor, şekeri dengeliyor falan diyorlar ya, o kısımlarını bilmem. Benim için en fantastik etkisi tatlı isteğimi küt diye kesmesi. Kokusu bile yetiyor azaltmaya. Gerçi eski ofis arkadaşım tiksinirdi kokusundan (tüm ofisi kokutabilecek kadar yoğun gerçekten) ama vanilya seviyorsanız mutlaka deneyin - beğenmezseniz bana gönderin kalanını ;)

Normalde sütle demleyin diyorlar ama dürüst olalım - kim kalkıp süt kaynatacak? Ben de bardağa iki parmak az su koyup bunu atıyorum, 3-4 dakika sonra soğuk sütü ekliyorum. Hem sütlü hem soğuk oluyor. Soğuk olması sadece benim gibi sıcak içecekleri soğutan manyaklar için işlevsel sanırım.

Ammmmaaaa... Çılgın uyku yapıyor :) Şu an gözlerimi kapatsam horr pişşş moduna 3 saniyede geçebilirim. Yine de seviyoruz, sevişiyoruz.

I luv mistik!

Spora devam (gibi)

Yine kendimi kaybedip o kadar ara vermişim ki geri dönüp yazdıklarımı okumak zorunda kaldım :) Öküz gibi yiyince utanıp tartılmıyorum ya, aynı mantıkta bloga da girmiyorum ne yalan söyleyeyim.. Sonra "laaaaaaaaaan bu pantolon neden sıkıyor?" diye titreyip kendime geliyorum ve yine devam beybiler! Kısırlar döngüler..

Öhöm. Spora başlıyorum sanırım yavaştan. Şimdilik düzenli olduğunu söyleyemesem de en azından haftada bir 1,5 saat kadar hareket ediyorum - geçmişimi düşününce bunun da bir gelişme olduğu kesin! Pilates yapıyorum, bazen canım sıkılıyor kafama göre aerobik yapıyorum, biraz kol, biraz eliptik derken ortaya karışık bi şeyler çıkıyor ortaya. Gelelim bugüne..

Dün itibariyle işten çıktım :) Bayramdan sonra yeni işe başlıyorum ama bi hafta evdeyim ve bunu değerlendirmek güzel olur gibi geliyor. Cicoş'un işi için sabah 6'da kalkıyoruz. (Erken kalkmak enerji verici bi şey ama mantığını henüz ben de bulamadım) Diyorum ki hazır zamanım varken spora yatırayım. Gerçi bu henüz teori aşamasında ama inanırsam neden olmasın canlar? Nitekim bugün ilk adımı attım!

6 değil de 7 oldu kalkma saati ama yine de popişi kaldırdım. Her ne kadar bünyem deli gibi, malak gibi, dana gibi yatmak istese de evdeki ilk günümde tembellik yapmamaya karar verdim; motivasyonum zaten yok ve oturunca hiiiiç gelmiyor! Kahvemi içerken plan yaptım, efendi gibi gidip kendime protein bombası omletimi yaptım. Güneş kremimi sürdüm ve cicilerimi giyip yürüyüşe gittim.


Spora haaazırım haaazırım..

Ciciler konusunda aydınlanalım mı önce? Benim spor kıyafetim yok. Aldığım taytlar hep içi gösteren cinsten, spor için olanları çılgın pahalı oluyor maalesef. Ben de taytın üzerine mini eteğimi giydim, üzerine de t-shirt ve hooop dışarı. Çook şık bir görüntü olmadığını kabul ediyorum, ama benim için kıyafeti bahane etmeyi bırakma açısından büyük bir adım oldu. Üstelik ceplerine telefon ve anahtarı da koyabildiğim için işlevsellikte pik yaptım :) Sonra daaa kulaklığımı taktım ve pıtı pıtı 7 kilometreyi efendi gibi yürüdüm! İlk defa bu kadar uzun yol yaptım, daha önce en fazla 5 km gitmiştim. Beynim eridi, ayağım su topladı, kasığım ağrıdı ama yine de mutlu oldum. Artık endorfinden midir yoksa spor yapabilmenin gururu mudur bilmiyorum lakin eve mutlu ve kıpkırmızı bir domates olarak döndüm :)


Melabaaaaa :)

Dürüst olalım - deli gibi açım ve yorgunum. Ama yine de kendim için bi şey yapabildiğim için sevindiriğim :) Açlığa gelince.. Evde dukan bi şey yok ama dolap ağzına kadar "pis kaka" yiyecek dolu. El mahkum, ekmeğimi mayaladım. Tabi kendisinin en az 1 saati olacağı için mideyi sakinleştirmek adına minicik bi parça ekmeğe bi tatlı kaşığı kadar fıstık ezmesi sürüp üzerine kahve içtim. Sporcuların hepsi deli gibi fıstık ezmesi tüketiyorsa vardır bi hikmeti diye düşündüm ve buldum - gerçekten tok tutuyor! Şu an ekmekleri soğuyor ama o kıtlığa düşmüş koltuk kemiren halimden eser yok. Birazdan peynirli salatalıklı sandviçimi yiyip yeşil çayımı içeceğim - aferin lan bana :)

24 Haziran 2015 Çarşamba

Yeni spor motivasyonum - küfür!

Hellü beybiler! Dün itibariyle spora başladım ve bugün ikinci günü tamamladım.Gerçi zorlandığım yerde bıraktığımı itiraf ediyorum ama soda şişesi ağır gelecek kadar kollarım ağrıyınca zorlamamak en iyisi sanırım.

Öncelikle.. Başlıktan da anlaşıldığı gibi çok terbiyesiz bir post olacak. Eğer hanım hanımcık cici bi insansanız diğer yazılara geçmenin tam zamanı! Yok inatla okuyacağım derseniz.. Öhöm.. Geçmiş olsun :)

İki akşamdır bir saat kadar spor yapıyorum. Pilates ve aerobik birleşimi, üzerine de 10 dakika kadar eliptik bisiklet (terleme amaçlı). Az çok okuyanlar spor geçmişimi biliyor zaten - kocaman bi sıfır! Gurur duymuyorum ama gerçekler acıdır beybi.. Doğal olarak vücut kazma, kondisyon yerlerde.. Ve ben sırf spor için gaz gelmek amacıyla bi milyon spor sayfası takip ediyorum instagramda (dipnot olsun, cidden işe yarıyor)

Neyse efem. Accık pilatesle ilgilenmiş çoğu kişinin bildiği blogilates / cassey ho ablanın ısınma ve başlangıç çalışmaları toplam yarım saat sürüyor. Sürüyor da ben iptal oluyorum! Bugün ilk defa bacakları tamamladım gerçi, bu bile büyük gelişme; tamamladım da nasıl? İşte sırrım : küfür!

İşte o şırfıntı! )

Azizim bu hatun insan değil, yorulmak bilmiyor. Ben orada son nefesimi vermek üzereyken kızcağız pıtı pıtı sporuna devam ediyor. Çok konuşuyor ama sempatik, iyi de birine benziyor. Fakat yine de tüm bunlar ağzımdan küfür çıkmasını en-gel-le-mi-yor!! Hatun orada "hadi yapabilirsin" derken ben yerde "kaltak" diye bağırıyorum. Bazen ana avrat gittiğim bile oluyor. Bundan sonra da yine youtube'dan fitness videosunu takip ediyorum. E  zaten yorgun olan bünyenin üstüne geliyor.. O zavallı kızcağızın da  bi tek kulak arkası kaldı desem yeridir :)

Buraya kadar korkunç insan profili çizdim, kabul ediyorum. Ama yıllar önce yapılan bi araştırma küfretmenin acı/stres veren durumlarla başa çıkmayı kolaylaştırdığını ortaya çıkarmıştı. E malak gibi yatmaya alışkın bünyeye spor yaptırmak da acı veriyor. Artı cidden gaza gelip hareketi bitirebiliyorum. Mantığı araştırmayla aynı mı bilmem, ama bende işe yarıyor. Olan benim gibi obezlere yardım etmek için ücretsiz video paylaşan iyi insanlara oluyor. Neyse, onlar duymadıkça sorun olmaz değil mi?

Şu an yazarken parmaklarım hareket ettikçe kollarımın alt kısmındaki kaslar ağrıyor ve bir kere daha çok içten haykırıyorum - "kafam girsin sanaaaaa"

Haa bu arada motivasyon üst noktası notu: deli gibi yorgunum ve uykum var ama ekmeklerimi yapmayı unuttuğum için bu saate kaldı ve sırf onları beklediğim için ayaktayım. Aferin lan bana :)

Bardağa uzanan zavallı kol notu: Aaaaaah! Sürtük!

20 Haziran 2015 Cumartesi

Kahvaltı salatası

Baktım ki aç değilim ama dünyaları yiyesim var, "benim sadık yarim blogum" modunda hemmmen yazmaya başladım beybiler. Buraya yazarken ne kadar uğraştığımı, ne kadar yol kat ettiğimi hatırlıyorum ve ağzımı kapalı tutmayı becerebiliyorum. Mutfaktaki abur cuburlar (aslında kuru yemiş, meyve tarzı sağlıklı şeyler hepsi, en zararlısı hurma) beklesin bakalım!

İki haftadır tazedirekt'ten meyve sebze yağdırıyorum eve. Bi kaç nedeni var. Sanırım en büyüğü internetten alışveriş yapmayı çok seviyor olmam :) Ama kendimi kaybedip gereksiz şeyler aldığım noktalarda vicdanım bi büyük pizza yemiş kadar sızlıyor, ben de mutfak alışverişi yapıp hem buzdolabını dolduruyorum, hem de kendimi tatmin ediyorum. İkincisi evi sebze meyve doldurunca ziyan olmasınlar diye mecburen yemek zorunda kalıyoruz ki bu da zararlı şeyler yememizi engelliyor. Ayrıca yeni keşfettiğim bi şeyi de paylaşayım - her akşam meyve yemeye başladığımızdan beri tatlı krizlerim kontrol altında; üstelik 3 gündür reglim ve hala evde kapalı nutella duruyor :) Dün akşam çilek, bugün de hurma toplarıyla geçiştirdim günü.

Ziyan etmeme takıntım bu sabah kendini kahvaltıda gösterdi. Geçen haftalarda gözleme yapmak için lor peyniri almıştım, yarısı arttı. Lor peynirini tek başına seven varsa parmak kaldırsın! Omletle falan harcarım diyordum ama yumurtaları ziyan etmek istemeyecek kadar anlamsız buluyorum loru. Plus bi sürü domates ve salatalık da var evde daha fazla beklememesi gereken. Sonuç..

Kahvaltı salatası

Lor peyniri
Domates (kabuksuz)
Salatalık (kabuklu)
Biber (evdekinin yarısı çürümüştü, o yüzden az koydum)
Maydanoz
Taze kekik (az koyun, fena acı)

Vee her zamanki gibi hepsini karıştırıyoruz. Tabaklarda biraz da zeytinyağı döktüm üzerine - oh la la oldu!


Dukan kahvaltısı olmuş ya

Dukan kahvaltısı diyorum ama zeytin konusunda Karatay'dan da etkilendiğimi itiraf etmem lazım biraz.. Gerçi sadece 4 tane yedim. Yine de saf zeytinyağı (soğuk sıkım alıyorum) ve zeytin konusunda kendimi kısıtlamıyorum. Bu arada üstteki lavaş Cicoş'un, ekmekler ise dünden yaptığım dukan ekmekleri. 

İtiraf edeyim, normalde kahvaltılarda pek diyeti takmıyorum; haftanın en fazla iki günü olduğu için kasmak istemiyorum. Ama dün akşam hamburger ve patates yediğim için biraz kontrol edeyim dedim. Bu arada dışarıdan değil, ev yapımıydılar. Hatta patates çok az yağ ile fırında (önce fırın poşetinde, sonra yağlı kağıtta çıtırlaşsın diye) yapıldı ve ben bi küçük patates kadarını yedim. Yanında da yarım bira içmiş olabilirim tabi :p Bugün kaldığımız yerden devam mecburen.

Evde bi sürü yeşillik var. Gideyim suya koyayım da akşam şöyle sağlıklı bi salata gelsin masaya. Sonrasında da kivi ve nektarinle cildi içten besleyeceğim. Oooooh mis!

Siz de zayıflamaktan çok sağlıklı beslenmeye takanlardan mısınız acaba? Ben bu aralar öyleyim ve hayat daha eğlenceli sanki :)

Öpenzi!

17 Haziran 2015 Çarşamba

Smoothie işini sevdim sanırım

Günaydın beybiler :) Dün insanlık dışı yediğim kek+irmik helvası ve krem şanti tabağının üzerine yine de 500 gram vermenin mutluluğuyla "hep diyet tam diyet" modunda bir güne uyandım. Tekrar gramlara sevinme ruh haline de girdiğimize göre bu akşam spor bile yapabilirim sanki ne dersiniz?

Yeni kahvaltı düzenimi smoothie ile oturtmaya karar verdim sanırım. Normalde iki minik sandviçi sabah götürüyorum ofiste, öğleden sonra da iki yumurta yedikten sonra saat 4 gibi karnım acıkıyor. İşte o saatlerde gözümün dönmesinden mütevellit gerek gelen yemekten, gerekse alt kattaki Migros'tan bulduğumu mideme indiriyorum. Sabah kahvaltısı bunu engelleyecek diye düşünüyorum şu an. Henüz deneme aşamasındayız tabi, bakalım görelim.

Bu sabah enfes tariflerden birini yaptım - aslında evde kalan meyveleri değerlendirdik, atıp tutmaya gerek yok :)

3 harfliler

1 muz
1 avuç siyah dut
1,25 bardak kadar süt (yine göz kararı evet)
Buz
10-15 badem

Hoop blender, hüüp mide! İlk yaptığımda bademi eklememiştim aslında ama bu sabah besleyici olsun diye koydum. Ofise geldiğimde de sandviçlerin birini yedim (mide katı bir şey istedi sanırım) ama diğeri hala dolapta ve ben aç değilim. Gerçi sırf oburluktan diğerini de götüresim var ama hanımefendi kimliğimden çıkmamak için en az 1 olmasını bekliyorum saatin.


Ferah ferah..

Bu da sevimli bardağım - bütün gün blogger takip eden biri olarak kavanoz kupadan mahrum kalacağımı düşünmediniz değil mi canlar? (böühühühühüh, ben iyiyim de instagram kötü) Önemli not: Badem koyarsanız pipet tıkanıyor; sonra yok ben içemedim, yok ben gıcık oldum, yok pipet piç oldu diye gelmeyin bana!

Haaa bu arada muz olduğu için dukan dışı bir tarif olsa da bence yarım muz o kadar etkilemez, o yüzden diyetimi bozmadan içebilirim gibi geliyor. Gerçi akşamları da meyve yediğim için günlük sınırımı biraz geçiyorum ama ne yapayım - cildime vitamin lazım ;)

13 Haziran 2015 Cumartesi

Detoks günü yapacağım ivit

Her gün en az üç ani karar almazsam rahat edemiyorum beybiler ;) Üstelik aylarca yazmadıktan sonra bi günde içimdeki her şeyi de dökmeye çalışıyorum. Oh la la!

Sabahki yeşil+beyaz çaydan sonra ödem atmaya karar verdim. Hazır evdeyken cırcır olsam da sorun olmaz nasılsa diye verdim otu, verdim sebzeyi. Evde bulunan ama çok nadir kullandığım kayısılı form çayını yaptım az önce. Şu an askercikler midemden savaş alanına yola çıkmış olmalı. Üzerine de dolaba otlu su yaptım - detoks için işe yarıyor diyorlar, denemekten ne çıkar!

Detoks suyu???
Efenim hemmmmen tarif veriyorum. Şişeye su bas, içine bi tatlı kaşığı karbonat at, iki dilim limon + taze nane + salatalık doğra sonra hoooop dolaba!

Aslında su içmeyi sevmeyenler (su nasıl içilmez laaaaaaaaaaaan!!) bu tarz karışımlarla kendini kandırıyor, ben sırf sağlıklı olsun istiyorum. Karbonatlı su toksinleri atıyor, bünyeyi dengeliyor diyorlar. E son iki ayda çok kötü beslendiğimi düşünürsek bi temizlik iyi gelir. Diğer malzemeleri de çeşit olsun diye attım, tadı güzel olur gibi geldi. Henüz denemedim, accık soğumasını bekliyorum.

Bu arada şimdi fark ettim. Bu zımbırtıları yaparken kafamda yarın tartıda eksi görüp görmeyeceğimden çok toksinleri atacak olmanın mutluluğu var. Sanırım beynimi kilo vermekten sağlıklı olmaya doğru kaydırıyorum yavaş yavaş.. 

Bir bilmecem var çocuklar

"Haydi sor sor!" demeyen bizden değildir :)

Bilmeceye gerek yok aslında. Bu kilo verdim, öküz gibi yedim, yine kilo aldım, iki gün diyet yaptım, normale döndüm, sonra yine öküz gibi yiyip yine kilo aldım döngüsünden hepimiz sıkıldık değil mi? Ucuz bahanelerimi de sıralayayım da tam olsun - Cicoş bi hafta yoktu, finallerim vardı, işyerindeki stres, grip, falan falan...

Ama diyetin güzel tarafı her zaman geri dönebiliyor olmak. Cicoş geldiğinde 69 kiloya çıkmıştım. İki gün protein beni 68'e geri çekti. Sonra yine kurabiye, yine çikolata derken sanırım kontrolü kaybediyorum. O yüzden hoooooop yine geri :) Gerçi evde iki haftadır açılmamış bir Nutella olması psikolojik açıdan iyi geliyor. Bi yandan sürekli yemek istiyorum, bi yandan da onu açmamak irademi sağlamlaştırıyor. Bi sene daha var son kullanma tarihine, beklesin bakalım kenarda.

Son bir ayda ekmek yapmadığımda sapıttığımı fark ettim. Normalde iki günlük ekmeğimi geceden yapıp kahvaltıya ofise götürüyorum. Bazen üşeniyorum, unutuyorum, yapmıyorum ya; sabah simit aldığım an gözüm dönmeye başlıyor. Sonrasında ise gelsin aburlar gitsin cuburlar.. O yüzden dün aldığım kararla artık sürekli ekmeğimi yapacağım. Varsın kaçamak olsun, en azından sabah hamur sokmayayım bünyeye! Sadece pazar günleri kahvaltıda kasmayacağım, beyim beyimle keyifli bir kahvaltı hakkımız ama değil mi beybiler?



Mükemmel üçlü iş başında!



Veee bu kadar atıp tuttuktan sonra gelelim bugünün kahvaltısına. 

Cicoş'un geçen akşam yaptığı (evet beyim beyim de ekmek yapmayı öğrendi mecburen, hep destek tam destek!) pofuduk dukan ekmeği arası muhteşem üçlü. Tazedirekt'ten gelen tazecik salatalık ve domates leziz bu arada!





Yeşil ve beyaz çay karışımı

Tabi ki kahvaltı üstüne de yeşil çay. Çaykur'un yeşil çayının tadı bi garip geldi bu sefer, içine bi poşet de beyaz çay katıyorum - hem tadı güzel oluyor hem de kombo ödem atıcı yapıyorum :)

Öğleden sonra acıkacağım için yukarıdaki ekmekten bir tane daha var, onu da omletle götürürüm diye tahmin ediyorum. 




Henüz akşam yemeğine karar vermedim ama evde bi kilo patlıcan ve buzlukta önceden hazırlanmış köfteler var. Patlıcan kebabı tarzı bi şey mi yapsam? ;) Üzerine de tatlı yerine bi sürü meyve. Sağlıklı beslenme cilt bakımı manyaklığıyla birleştiğinden beri evde meyve eksik olmuyor :) Bi yandan şekerli ve yasak olduğu için yememem gerektiğini düşünüyorum, bi yandan da gerekli olduğu için kendimi iyi hissediyorum. Ayh! Meyve üzerinden hayatı sorgulayan beynimi seveyim.. Akıl hastası olmak böyle bi şey herhalde..


30 Mayıs 2015 Cumartesi

Her şeye yeşil katmazsa ölecek hastalığına tutuldum!

Bu kadar uzun başlık olur mu? Ben yaptım oldu valla! Gribim, yalnızım, finallerim var, iş güç stresi, karın ağrısı derken 100 kezban gücünde mızmızlanabilirim, sakin olun ve elinizdeki topuklu ayakkabıyı yere bırakın reca ediciyyymmm..

Yeşillik yemeye başlayıp bokunu çıkartmamak olmazdı değil mi? Asıl neden daha önce de söylediğim gibi yeşilliklerin kalabalık evler için satılıyor olması - lütfen bana sadece akşamları yemeğin yanına salata yaparak bi demet naneyi ya da maydanozu nasıl bitirebileceğimi açıklayabilir misiniz? Bi kaç gün sonra dolapta kendilerinden geçiyorlar.. Ben de ziyan olmasın diye mümkün olduğunca yemeye çalışıyorum.

Dünden beri Cicoş yok. Evde yalnız kalınca, üstüne üstlük grip olunca dünyaları yiyesim geliyor. Lakin tartıda yine 68'i gördüm. Dün eve gelirken aldığım nutella, un kurabiyesi ve çikolataları kaldırıp (karnım ağrıyor demiş miydim?) dukan yemeklerine geri döndüm. Tekrar 65'i görsem yetecek bana. Hımpf.. Depresyonu bırakayım da yeşillerime geri döneyim.


Sağlıklı dürüm



Aslında bu bi kaç gün önceki ama dün akşam yediğimi çekmemişim, kısmet.. Tam buğday lavaş içine kaşar peyniri, domates, biber ve salatalık koydum. Yapması pek bir basit ama tadı çok çok leziz, çılgın gibi de doyuruyor. Biraz da barbekü sos var lavaşta.






Pizza görünümlü omlet
Yeşillik manyaklığımın devreye girdiği nokta bu efendim. Sabah güzel güzel omlet yapayım dedim. Evde lor peyniri kalmıştı, bozulmasın diye accık da ondan kattım içine. Derken dolabın alt köşesinde masum masum yatan yeşillikleri düşündüm ve içim sızladı. Hooop diye biraz yeşil soğan, biraz da maydanoz kendini tabağımda buldu. Her yemekte domates olmasının nedeni de aynı bu arada - sokaktan çeri domates aldım. Normalde sebze meyveyi marketten adetle alıyorum (hatta marketteki çocuk "abla senin durumun olmadığı için mi 1-2 tane alıyorsun?" diye sordu) ama arabadan alınca en az yarım kilo alabildim. Bitsin diye her yemeğe 4 çeri atıyorum. Vitamin vitamin :)


Pek Dukan değil ama..


Bu da akşam yemeğim. Ekmek tabi ki Dukan, tarifi daha önce vermiştim. Ama şinitzel pek diyet sayılmaz. Yine de hiç yoktan iyidir diyorum - bu halde kalkıp tavuk yapacak halim yok! Veeee yeşillik koymazsa ölecek hastalığının sonucu olarak içinde kıvırcık var :) Şaka maka yeşillik her şeye yakışıyor fark ettiniz mi?





Saat daha 7, gece uzun. Acıkırsam diye 2 kiloluk yoğurt saklamıştım dolaba, baharatlayıp onu tüketirim diyorum. Gerçi deli gibi sıvı aldığım ve genelde oturduğum yerde sızdığım için yemek yemeye yerim ve zamanım kalmayabilir ama hazırlıklı olmak iyidir değil mi?

Bu arada ben burada kendi kendime çalıp oynuyorum sanıyordum ama dün bi sürü misafirim gelmiş. Facebook üzerinden gelindiğini görüyorum sadece ama neden nasıl niçin bilemedim.. Sanırım biri fena dedikodumu yapmış. Arkamdan kötü bi şey söylemiyorsunuz di mi canlar? 

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Dukan krep ve kahvaltı

Günaydınlar günaydınlar demek istiyorum beybiler, ama saat 12:23 olduğundan hafiften utanmıyor da değilim. Yine de son 3 haftada hafta sonu dahil süper erken kalktığımı düşünürsek bu sevgili yıllık izin günümde biraz tembelliği hak ettim ;)

Hayatımda çok değişik gelişmeler oluyor bu arada. İş olsun güç olsun ev olsun.. İstikrarlı olan tek şey oburluğum - ühühühühüh.. Kendimi kaybederek yiyorum. Bunun suçunu biraz kayınvalideme attığım doğrudur; nişandı, misafirdi, doğumgünüydü diye her hafta ona gidiyoruz, e o da bize sürekli leziz yemekler yapıyor! Ammmaaa... 2 içli köfte yiyip bırakmak yerine 5 tane yemek benim suçum. Meali, yine kimsede suç yok aslında, sadece bahane. Hımpf..

Bu sabah dolaptaki lavaşa, cornflakes'e vs baktım acıkınca. Sonra titreyip kendime geldim ve aylaaaar sonra dukan krep yaptım. Diyete ilk başladığımda evden çalışıyordum, o yüzden sürekli yemeklerimi kendim hazırlıyordum. İş güç olunca düzen biraz bozuldu mecburen. Sonra ben daha da bozdum, dışarıdan yemeye de başladım. Öhöm.. Sabah sabah canımızı sıkmayalım, lezzetli kahvaltının mutluluğunu yaşamaya devam edelim.

Dukan krep

2 kaşık yulaf kepeği
2 yumurta
Tuz
Göz kararı süt

Göz kararı lafına gıcık oluyorum ama ben krebi biraz farklı yapıyorum. Dukan krep normalde daha koyu kıvamlı olurken, benim yaptığım normal krep gibi akışkan oluyor. Bunun iki avantajı var. Hem pişirmesi daha kolay (daha uzun sürse de), hem de miktar daha fazla oluyor, gözüm doyuyor :)

5 tane leziz krep
Tüm malzemeleri çırp çırp çırp, krep tavasını peçeteyle yağladıktan sonra dök, üst kısmı baloncuk oldukça çevir, yanında ıvır zıvırla mideye indir. Afiyet olsun. Ufak bir not ekleyeceğim; ilk krebin tadına mutlaka bakın. Benim gibi tuz koyma özürlüyseniz (genelde unutuyorum tuz koymayı) eksikliği fark edip tuz ekleyebilirsiniz.

Yanına da böyle leziz bir tabak hazırladım, şimdi de kahvemi içiyorum. Ooooh değmeyin keyfime :)

Domatesler lezizdi!

Bu arada domatesleri alırken komik bir olay yaşadım. Sokakta minik bi kamyonetin arkasında domates ve kayısı satıyorlardı. Teyze "2 kilo 5 lira" diye bağırırken amca "Bağırma, zabıta gelecek" dedi. Teyzenin cevabına hala gülüyorum - "Haa ben bağırmasam kocaman arabayı görmüyorlar zaten!"

Süper günler!


22 Mayıs 2015 Cuma

Omega 3 deposu doyurucu salata

Günaydın canlar. Yeşilliklerle tanışma sürecime çiğ semizotunu da ekledim. Daha önce yemeğini yemişliğim var, ama çiğ yenmez diye düşünürken "lan zaten salatadaki tüm otlar çiğ, neden bu da olmasın" dedim ve kolları sıvadım.

Öncelikle itiraf kısmı. Bloga bu kadar ara verdiğimde ne olduğunu hepimiz biliyoruz artık değil mi? Eveeeet öküz gibi yeme mode on! Bu salatadan önceki gün pizza söyledik efem. Yanına sarımsaklı ekmek falan da ekleyince doğal olarak pizza arttı. Ben de ertesi güne kalan iki dilimi yerken sırf daha az vicdan azabı çekeyim diye yanına bu salatayı yaptım - maksat sağlıksızlığı dengelemek! Peki işe yaradı mı? Tabi ki hayır! Üzerinden iki gün geçti ama ben hala her gün büyüdüğünü hissettiğim göbeğime bakıp kendime sinirleniyorum. 

Ara ara gaza gelip öküz gibi yerken sonra kendime sinirleniyor olmam kötü bir döngü. Oysa diyet yaparken böyle anlamsızlıklar yaşamıyordum; her gün hafifliyor olmam beni çok mutlu ediyordu. Zayıflama kısmını geçersem sağlıklı bi şeyler yemek bile iyi geliyordu. Oysa şu an o diyet moduna tekrar girmek için gerçekten enerjim yok. Motivasyon hala dipte ve devam edemiyorum. Bu sabah yine 67,5 uyandım (ki dün migren atağı sayesinde kustuğumu düşünürsek pek bi şey yemedim diyebilirim) ve bu beni mutsuz ediyor. Buna rağmen ekmeğim yok ve sabah yine simit basacağım bünyeye. Mutsuzum..

Neyse, tarife geri dönelim.


Çiğ semizotu salatası
Yol kenarındaki köylü teyzelerden alınan bir demet semizotu kökleri kesildikten sonra sirkeli suda bekletilir. Sonra "lan bu nasıl temizlenecek" diye kafayı yiyerek saplarının bi kısmı daha kesilir. Elde kalan yapraklarda hala çamur olduğu için bi posta daha sirkeli suya basılır. Yaklaşık 2 saat sonra delirilip tekrar tekrar yıkanır. Haşlanmaz, pişirilmez, kızartılmaz, çiğden götürülür.

Dolabın köşesinde kalmış zavallı yoğurt sevinç gözyaşları eşliğinde kaseye koyulur. İçine bir diş doğranmış sarımsak, accık zeytinyağı, tuz, karabiber ve keten tohumu boca edildikten sonra bi kenarda kuzu kuzu bekleyen semizotuna dökülüp karıştırılır. Ben fantezi olsun diye biraz da çekilmiş badem döktüm üzerine ama pek gerekli değil işin doğrusu - maksat bademleri kullanayım da rondomu yaktığıma değsin! (Bu arada kullanım kılavuzundaki 10 saniyeden fazla çalıştırmama uyarısının bi nedeni varmış. 30 saniye kesintisiz çalışınca motorun yanık kokusuna kablodan çıkan dumanlar eşlik ediyormuş ki evlerden ırak!)

Çiğ semizotu oldukça ekşiymiş, tadını çok sevdik. Kuzukulağına benziyor diyebilirim hatta. Ayrıca nedensiz bi şekilde çılgın tok tutuyor. E tabi omega 3 deposu olduğunu da hesaba katarsak pek bi sağlıklıyız ayol ;) Bonus olarak keten tohumunu da bastım.. Oyh oyh.. O değil de canım istedi yine. Dur bakayım akşam teyzeler oradaysa bi demet daha gitsin bu akşam. Lakin bu sefer içine çekilmiş ceviz de koyacağım, çok yakışır gibi geldi. Belki biraz da nar ekşisi.. Afiyet olsun!


 

19 Mayıs 2015 Salı

Yeşil iksir dedikleri bu m'ola ki?

Ay bu instagram beni bozuyor beybiler - ben iyiyim de çevrem kötü! Malum, instagramı diyet hesabı olarak açmıştım, e doğal olarak takip ettiklerim ya zayıflamaya çalışanlar ya da sağlıklı beslenen taş insanlar. Veee son günlerde bi dünya yeşil iksir gördüm. Sanırım ünlü bi abla diyet yaparken içiyormuş falan falan falan.. İşin doğrusu zayıflatma etkisinden çok yeşillik merakım beni dürttü - bünyeye daha yeni yeşillik sokarken bokunu çıkartmazsam olmazdı değil mi? Lakin bende meyve sıkacağı olmadığından blenderda smoothie gibi yapma gazına geldim. Vay bana vaylar bana..

Malzemeler ve yapım aşamaları alttaki gibi; görev bilinciyle adım adım fotoğraflarım canlar.

Yeşil iksir

Maydanoz
Roka
Nane
Salatalık
Elma
Limon suyu
Soda (blender dönmeyince mecbur yarım şişe ekledim)



Zorunlu soda takviyesi
Malzemeler



Renk süper!

















Ah bu tanecikler..




















Sonuç süper renkli sağlık deposu! Lakin.. Ben ki taze sıkılmış meyve suyunu içindeki posa yüzünden içemeyen bi mahlukatım; hangi akla hizmet bunu tüketebileceğimi düşündüm acep? Otların posaları üst kısımda bira köpüğü gibi kıvamlı bi şekilde toplandı. Alttaki suyu pipetle içtim, tadı güzel değil, kötü de değil, içilir mi içilir. Ammmmaa su kısmı bittikten sonra tanecikler ağzıma ilk geldiğinde öğürdüm :( Eşek kadar hatun oldum, hala boğazıma posa değdiğinde kusmaya çalışıyorum - bad girl, bad bad girl... Sonuç? Yeşil iksirciğim kendini lavaboda buldu. Yine de yarım bardak içtim (ki belli olmuyor ama bardak 500 ml alan devasa bi arkadaş), bu da bi şeydir. 

Acaba bi dahaki sefere tekrar deneyip süzgeçten mi geçirsem? Ama o zaman da liflerin hepsi kaybolacak. Ama yine de vitamini almış olacağım. Ama lifler yok. Ama vitamin var. Ama lif? Ama vitamin? Kararsızlık diz boyu!

Ha bi de, normalde smoothie içtiğimde kendimi enerjik ve tok hissediyordum. Bu yeşillikten sonra bi halsizlik çöktü üstüme. Tansiyon düşürüyor olabilir. Tokluk? Meh! Şu an deliler gibi açım :) Gerçi açlık konusundaki suçu soda ve limona atıyorum; normalde de acıktırır beni hainler.. Neyse gideyim ekmeğimi hazırlayayım bari. Sonra da temizlik var - süpürgeyle ütü sinsi sinsi bakıyor köşeden!

17 Mayıs 2015 Pazar

Avokadolu somonlu salata ve otlu omlet - yeşilliğin dibine vurdum..

Ayh kendimi ota yeşile bir verdim bir verdim ki sormayın.. Efenim aslında olay yeşilliklerin çok büyük olmasından kaynaklanıyor. 

Şöyle ki, hafta sonu abartacağımı (abartmak yetersiz kaldı, bokunu çıkarttım yemenin) bildiğim için hafta içi düzgün yiyelim düşüncesiyle çarşamba günü yeşillik aldım. Kıvırcık, taze soğan, taze nane, roka ve maydanoz. Çarşamba ve perşembe günleri alttaki leziz salatayı yaptım. (Tabaklar eşşşşek kadar salata / makarna tabaklarından)


Avokadolu somonlu salata

Benim gibi pis cahiller varsa diye not ekliyorum: avokado meyve değilmiş! Benim gözümde hep tatlı bi şey gibi canlanırdı.. Oysa tuzla limonla yeniyormuş. Hatta bu sosta sarımsak, tuz, limon ve zeytinyağı var. Taze çağla/erik arası bir tat odu ve salataya çok yakıştı. Bu arada bildiğim tüm sağlıklı yağları tek öğüne sığdırdığımı fark ettiniz mi beybiler? I luv sağlıklı yaşam!

Öhöm.. Yeşilliklerin sadece yarısı bitti! Kalan yarısını kurtarmalıyım diye, hafta sonu da akşam yemeklerine annelere gideceğimiz için cumartesi sabahı erkenden kalkıp üşenmeden yeşillik yıkadım. Bizim evde yeşillik kullanmak en az bi saat sürüyor, sizde de öyle mi bilmem. O yüzden önce kalan çilekleri de kurtarmak için bademli pembeyi kefir kullanarak yaptım, sonra yeşillikleri sirkeli suda beklettim. Yıkayıp doğraya kadar acıkmıştık zaten :)

İtiraf ediyorum, omlet çok dukan olmadı ama bunun nedeni tamamen benim omlet yapamıyor olmam. Krep gibi kalıp halinde omleti beceremediğim için içine accık un kattım kıvam versin diye. İşe de yaradı. Bi püf noktası da kısık ateşte beklemek - ki ben sabırsız bi aşçı olduğum için beni en çok zorlayan kısım bu (daha da rezil kısmı bu tüyoyu Cicoş'tan öğrenmiş olmam; olmaz olsun benim gibi ev karısı!)


Otlu omlet olur bence ismi

Haaa bu arada tarif süper basit. 


Otlu omlet

Roka
Maydanoz
Taze nane
Taze soğanın yeşil kısımları
4 yumurta
2 kaşık un
Tuz
Karabiber

Hepsini çırp çırp çırp, yapışmaz tavayı iki damla yağı peçeteyle silerek yağla, karışımı dök, ateşi kıs, bekle, çevirirken delir, düşüreceğim diye panik yap, çeviremediğin için ikiye böl, panik halinde çevir, yi. Afiyet olsun :)

Omlet tahmin edemeyeceğim kadar leziz oldu. Hatta akşama kadar durup durup "lan haftaya tekrar yapalım çogzeldi.." diye dedikodusunu yaptık. Ayrıca 30 yıllık hayatıma maydanoz soktuğumu da tekrar hatırlatmak isterim - ki daha önce su böreğinin içinde maydanozları tek tek ayıklayan bir manyaktım. Maydanoz güzel bi şeymiş, evek.

Bu arada evdeki yeşilliklerin hala bitmemiş olmasından mütevellit yarın sabah instagramda bol bol gördüğüm yeşil iksiri deneyeceğim bakalım tadı nasılmış. En kısa sürede yeni bir deneyle karşınızda olmak ümidiyle.. 

Öbücükler!